tag:blogger.com,1999:blog-87493837174888654762024-03-19T07:05:24.920+03:00Futbolun habercisi!fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.comBlogger265125tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-31825241806573563902011-10-03T22:10:00.001+03:002011-10-03T22:14:37.692+03:00Hakan Şükür sendromu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilLt1B0Yn7p8WqBVtKroq7oFjxgqiHAKqeM_2xAewtHFBGa07DtiW-xuqQ1SXrzq3F4vR4MGtqH0S5H_pWjNg6n5Rbs2fFEVyUG_rsWcCpj4cKPXVpqTpA3UI6eXqycUnwkWzNNn8oM5_e/s1600/arda.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 215px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilLt1B0Yn7p8WqBVtKroq7oFjxgqiHAKqeM_2xAewtHFBGa07DtiW-xuqQ1SXrzq3F4vR4MGtqH0S5H_pWjNg6n5Rbs2fFEVyUG_rsWcCpj4cKPXVpqTpA3UI6eXqycUnwkWzNNn8oM5_e/s400/arda.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5659346358558462002" /></a> Bu adamların böyle konuşması Hakan Şükür’den gelir. Adamlar susuyor, karakteri oturmamış olan adamlar da susmuyor. Arda Turan da ağız ishali olanlardan. Açmış ağzını, yummuş gözünü! Kendileri; 50 -100 bin dolar alamazken; yabancılar satın almak için helikopter beğeniyormuş. Yabancılara verilen paraları savunmuyorum ancak; dersin ki Arda Turan da o adamların yarısına oynuyor. Dersin ki düne kadar bendim sinema kapattıran… Yabancıya verilen para da fazla yerliye verilen para da. Gel gelelim futbol endüstrileşmiş, rakamlar tavan yapmış, bir adama bir ülke bütçesi kadar para verilir olmuş. Filmi başa sarmaya niyetim yok! Ben Arda’ya bakarım ben şuursuzca yapılan serzenişlere bakarım. Her satırında yabancı futbolcuya duyulan haset var. Bizim Türk futbolcusu maalesef böyle işte. Kendi işine bakmaz; “Ben daha iyi oynayayım daha fazla kazanayım” diye düşünmez, “Önce ben kendi sorumluluğumu yerine getireyim sonra konuşurum” demeden önünde arkasında kim varsa eleştirir, yıkar, dışlar! Takım barbekü partisi yapar; Arda’sı, Servet’i, Ayhan’ı masaları birleştirir aynı sofrada oturur, yabancıları başka masalara atar. Ondan sonra “yabancılar neden uyum sağlayamıyor” diye kendimize soruyoruz. Yerli pasaport öyle çakallardan oluşuyor ki; güçlerinin yetmeyeceği, sevilen adamları (Baros, Kewell, Mondragon, Hagi) ayrı tutuyor, kayırıyor, geriye kalanları eziyor. Ben Galatasaraylıyım diyen adam, transfer sezonunun sonunda arkasına bakmadan gitmez. Galatasaray taraftarıyım diyen adam, “Ben sözleşmeli futbolcuyum” demez. Ben “bu takımın bir parçasıyım” der. Biz aptal değiliz. Sakatlığın iyileşecek, kafan bozuk diye oynamayacaksın, takımı son dakikada yarı yolda bırakacaksın, gittikten sonra sürekli konuşacaksın sonra da “Ben Galatasaraylıyım.” Tugay’ın cümlesiyle bitireceğim; “Beni Tugay yapan Galatasaray’dır. Glasgow’da 25 bin kişi beni alkışladıysa, İngiltere’de herkes ismimi haykırdıysa, Blackburn yönetimi bana 35 yaşımda sözleşme önerdiyse; bunda benim emeğim kadar Galatasaray’ın hakkı vardır…” İki resim arasındaki farkları siz bulun artık.fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-6007220636333344082011-09-05T11:57:00.003+03:002011-09-05T12:14:28.377+03:00Klasikleşen bir Terim harekatı...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDDhp7CAIW3E4vcOD2kg461gdDd4R7jeSSN-CN8SKJKotby23H1jxBGmbq55BngHJn1WRzeRHwb8PiecEHhYYBYZK06DvBb-_s980uYxa0qN8Rov5hmfIjp_4cO26VYlJ-cDDmOCNXf8id/s1600/terim.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 276px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDDhp7CAIW3E4vcOD2kg461gdDd4R7jeSSN-CN8SKJKotby23H1jxBGmbq55BngHJn1WRzeRHwb8PiecEHhYYBYZK06DvBb-_s980uYxa0qN8Rov5hmfIjp_4cO26VYlJ-cDDmOCNXf8id/s400/terim.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5648797385959475362" /></a> Terim sevgisini de Terim'in egosunu da bir yere kadar anlıyor, "eyvallah" diyebiliyorum. Ama bir yere kadar. Kalkıp da UEFA Kupası'nı kazanmamızı hiçe sayacak kadar aptal değilim. Halen böyle bir gururu yaşabiliyorsak bunda Terim'in komutasının müthiş bir payı var. Ama bu işi don lastiğine benzetmek bana makul gelmiyor. Daha önce defalarca yazdım yine yazıyorum; Terim'i İtalya'ya gönderdiğimizde üstünde deri ceketi altında kot pantolonu içinde de kareli gömleği vardı. Saçları fönlü veya jöleli değil dağılmış gelişigüzel sağa taranmıştı. Kolunun altında da bir çantası vardı. Çok da umrunda değil di o anki görüntüsü. Çünkü aklında Fiorentina'da yapacağı işler vardı. Kolunun altındaki dosyasına daha fazla önem veriyordu.
<br />
<br />Terim İtalya'ya gitti! Fiorentina'dayken kameralar kulübeyi çektiğinde benzer bir görüntüyle karşılaşıyorduk. Montunun kolları dirseğe kadar sıvanmış, saçları dağılmış, bol bir eşofman ile yönetiyordu takımı. Fiorentina'nın da Terim'in de yaptıkları ortadaydı. Ve Terim kariyerini olumsuz etkileyecek bir transfere imza attı. Dünyanın en önemli markalarından biri olan Milan'a gitti. İşte ne olduysa da orda oldu. Moda kenti Milano'da çok etkilendi terim. Artık koltuğunun altında dosya taşımıyor onu taşıtacak adamlar alıyordu yanına. Saçları ve kendi her daim özel bir davete katılacak gibi özenliydi. Artık takımı ve oyunları değil "Siyah takım elbisenini altına kahve ayakkabı, kahve kemer nasıl olur" diye düşünüyordu.
<br />
<br />Galatasaray'a döndü. Şampiyon takımı fütursuzca dağıttı. Terim'e göre kimi fazla para istiyordu, kimiyse yeteneksizdi. Oysa o takım ligde tüm imkansızlıklara rağmen şampiyon olmuştu. Bir Mondragon'a gücü yetmedi ve yabancı transferlerinin tamamını kendisi yaptı. "Cırt cırtlı forma tasarlamamız gerekecek" dediği Felipe ile sezon ortasında ters düştü ve oyuncu gitti (Nedenine girmeyeceğim zira midem kalkıyor. Terim'in egosu artık içimi döndürüyor). Pinto ne oldu bilen yok! Christian ve Lukunku ile halen dalga geçiyoruz. Falan filan...
<br />
<br />Terim'in bu gelişinde yalan yok belki değişmiştir diye ince bir umudum vardı. Ama yaptığı işler maalesef beni korkutuyor. Zira bu adamın ikinci bir güce, geçmişten gelen kuvvete tahammülü yok. "Herşeyi ben yaptım" diyebilmek için yıkıp geçiyor... Bu nedendendir ki yedek kulübesinde tecrübeli bir yardımcı yok! Ya boynuz kulağı geçerse?
<br />
<br />Bugüne gelelim! Baros da giderse Fatih Terim'in klasikleşmiş güç gösterisi de tamamlanmış olacak. Nedir bu? Tüm yabancıları gönderip yerlerine yeni isimler almak! Maalesef girdiği bu zihinsel 'sidik yarışı' Fatih Terim'e olan umutlarımı biraz daha azalttı... Baros'u da gönder rahatla güzel kardeşim... Cana ne yaptı da gönderdiysen; Neill'e 1.2 milyon euro vermeyip yerine 2.2 milyon euro alan Tomas'ı getirdiysen (Tomas'a asla lafım yok, hastasıyız), Kewell gibi adamı elinde tutmayıp sırt çevirdiysen Baros'u da gönderirsin. Hepimiz öyle bir 'kıça' sahip olduğunu elbet biliyoruz. Dağıt yine takımı. Ama inşallah bu kez 5-0'lık mağlubiyetle değil galibiyetle ayrılırsın... Çünkü artık sana da yazık olur Galatasarayım'a da...
<br />fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-31488671863123856352011-08-24T23:45:00.002+03:002011-08-24T23:46:42.686+03:00Üfleyerek söndürmek istediler, ateş büyüdü; kum döktüler!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCT6GacKNqy84z-P7GF69DUjwRIsm-gFUXwOALboCfMegOW8Z57JOrGdpFzvjblUshXe4YBfmZbv-eqtyfC4tXLps2qcgX72mXDBh56N6RQbZNZnEl9-H68iedlls5a_7Y-szbGE2hHqYn/s1600/mehmet_ali_aydinlar.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 212px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCT6GacKNqy84z-P7GF69DUjwRIsm-gFUXwOALboCfMegOW8Z57JOrGdpFzvjblUshXe4YBfmZbv-eqtyfC4tXLps2qcgX72mXDBh56N6RQbZNZnEl9-H68iedlls5a_7Y-szbGE2hHqYn/s400/mehmet_ali_aydinlar.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5644526584949122722" /></a> <span style="font-weight:bold;"><span style="font-style:italic;">“Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.”</span>
<br /></span>
<br />Galatasaray, TFF “bekleyeceğiz” dediğinde bunları söylemişti. O gün herkes Galatasaray’ın üstüne gelmiş hatta Türk futbolunun çınarı (!) Cavcav sarı-kırmızılıları “Hain” olarak nitelemişti. Oysa bildirinin alt ve üst metninde yargıya çağrıda bulunuluyordu. Ancak duymazdan gelindi; tehditler savruldu ve “Üfleyerek de söndürürüz” dendi…
<br />
<br />Özellikle ilk adımla başladım bu işe. Aradaki süreci yazarak lafı dolandırmayacağım. Bugün Türk Futbol tarihinin “Kara günü”dür. Çünkü konu Fenerbahçe veya şike yapılıp yapılmaması değildir. Konu; UEFA’nın kesin yargıya vararak bu dayatmasına “Eyvallah” çekmektir. “Evet, biz bu işi çözmek istemiyoruz siz söyleyin biz yapalım” demektir.
<br />
<br />İşin detayına inerek yetim olmadığı halde yorum yapmayacağım. Şike yapıldı veya yapılmadı. TFF kenarda bekleyerek; yargının karara varmasını diğer bir deyişle ‘Elini prize sokmadan’ işin içinden sıyrılmayı hayal ediyordu. Ancak işlerin böyle dönmediği açık. Yunanistan örneği de ortada. İş son dakikaya geldiğinde “UEFA yaptırımda bulundu biz de böyle bir karar aldık demek” maalesef bir aciziyet tablosudur ve bugün Türk Futbolu UEFA’nın boyunduruğu altına girmiştir.
<br />
<br />Bizi neler bekliyor bilmiyorum. Bildiğim tek şey; Mehmet Ali Aydınlar yönetiminin Türk Futbolu’na vurduğu darbedir. Play-off sisteminden tutun da bu basiretsizliğin getirdiği itibar düşüşü maalesef ilerleyen yıllarda da karşımıza çıkacak.
<br />
<br />Fenerbahçe… Hastalık derecesinde Galatasaraylıyım. Üzüldüm. Samimi olarak yazılıyor satırlar. Çünkü “Yargısız infaz yapmayacağız” denilen bir ortamda bir akşamüstü altından sehpayı çektiler. Bu hainliktir. Fenerbahçe’nin Türk Futbolu’na kattığı değeri hiçe saymaktır. Milyonlarca taraftarı olan bir kulübe her şeyden öte bir saygısızlıktır.
<br />
<br />Bu karar altında ezilecekler. Üstelik Fenerbahçe kanıtlarla suçlu bulunsa bile… Çünkü bu alınan bir karar değil; dayatılan bir eylemdir. Unutulmayacaktır; unutulmamalıdır.
<br />
<br />fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-89548044053484422432011-05-06T16:54:00.003+03:002011-05-06T16:57:41.514+03:00Bu adamı sevenler de var ya!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx-Hp2FxvCJcTunnKCbq-n7xpOHaWL3MJtt14_AsN73eZQI_EJKHsGGbT-39sw7atDtC72cliU6B4gCfXSniEJm9lZZPjQ3-PlozH8V9rJvBLmZ3Q9kMPmsMbeGtq8vUDC3XhXo08M_gxT/s1600/servet.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 275px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx-Hp2FxvCJcTunnKCbq-n7xpOHaWL3MJtt14_AsN73eZQI_EJKHsGGbT-39sw7atDtC72cliU6B4gCfXSniEJm9lZZPjQ3-PlozH8V9rJvBLmZ3Q9kMPmsMbeGtq8vUDC3XhXo08M_gxT/s400/servet.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5603601325325115714" /></a> Kendisinden hiç haz etmem! Bazıları nasıl oluyor da bu adama tapıyor anlamıyorum... Neyse! Servet benim adamımdır, gönderilecek en son adamdır, adamdır, delikanlıdır, hasıdır diyenlere gelsin. Bizim kulüpte bu ara adam bulmak zor... Arkadaş iki tane yavşak nasıl haysiyetsizleştirdi şu takımı hayret! Ey Servet denen göt; Gücün ancak Cem Sultan'a yeter koçum. Ya da kenardaki teknik adama ancak yeter... Seni ıslıklayan taraftara da gider yapsana hadi! Yapamazsın! Neden? Çünkü sana bu kadar garanti parayı kimse vermez... Ama açıklamaya gelince "Yüce Galatasaray", "Taraftarımıza layık bir takım olamadık" diye yalanırsın. Karakterin yok çünkü! Ey Galatasaray, Caner'e vurduğu gün Arda'ya ceza verecek yüreğiniz olmadığı için Servet denen karaktersiz de bugün çıkar Cem'e vurur, Türk oyuncular mangal partisinde yabancıları ayrı masaya oturtur, aynı adamlar takımın gidişatını konuştuklarını iddia ettikleri masada yabancıların ayağını nasıl kaydırırım diye senaryo hazırlar! Zor hocam zor! Bu ara Florya'da adam bulmak hakikaten zor!fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-35200892550634814392011-04-20T12:29:00.001+03:002011-04-20T12:43:14.483+03:00Normal değil ki!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYuCmh5xp0hcbeTI_UuFZiwFZSzsaYYyDDcQw5CV4jcI8Ec66M8_BVASCABGZsrZKT-eMd8YAMWciZOoCwu1hTuDC73tuYT4FIANMzqGEX-ecZnSW0gMNqhlX-WXFSyYpblqJ882pWbPPw/s1600/Jose-mourinho-006.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYuCmh5xp0hcbeTI_UuFZiwFZSzsaYYyDDcQw5CV4jcI8Ec66M8_BVASCABGZsrZKT-eMd8YAMWciZOoCwu1hTuDC73tuYT4FIANMzqGEX-ecZnSW0gMNqhlX-WXFSyYpblqJ882pWbPPw/s400/Jose-mourinho-006.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5597599023013000914" /></a> Adama boşu boşuna ‘Special One’ demiyorlar. Babanın herkese gider yapacağından şüphemiz yok, yok da di Stefano’ya da ayar vereceğini tahmin etmiyordum… Kulübün Onursal Başkanı di Stefano, (Bu sadece kartvizitinde yazan unvanı, öncesini ve Real Madrid için ne ifade ettiğini hepimiz biliyoruz; uzatmaya gerek yok) Barcelona karşısında takımın korkak oynadığını söylemiş. Jose Mourinho da ''Takımın nasıl oynayacağına di Stefano değil ben karar veririm'' şeklinde cevaplamış… “Helal olsun” mu demeli, “Bu kadarı da ayıp” mı demeli bilemedim. Bildiğim tek şey; bu adamın normal olmadığı…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-21851419124059765482011-04-16T23:46:00.002+03:002011-04-16T23:55:27.301+03:00Fazla söze gerek var mı?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFZZENRaapkorj0yv1vMMmHlOhZdJgWCL-RINMfVx8NrObviJ8S8Rx8dUYGDz1h1HvF3bd21vm1FmCqDwbWc9-Xxdu_cTZkC7XhnCnJ0MAEXFzJYK3t3eTe6CnJP2Wsz-IjQ0qy5t6nGgZ/s1600/bwin.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 177px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFZZENRaapkorj0yv1vMMmHlOhZdJgWCL-RINMfVx8NrObviJ8S8Rx8dUYGDz1h1HvF3bd21vm1FmCqDwbWc9-Xxdu_cTZkC7XhnCnJ0MAEXFzJYK3t3eTe6CnJP2Wsz-IjQ0qy5t6nGgZ/s400/bwin.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5596285974051411410" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi13CAZANaGKb7_hiB5h_6NB0r5m84-w022pkpaw9yEfNNoPcJflohhw3afBsUpdUpRfHGkW6ny42ObjO6qnfjSbff0TasNIVKuLScwp9UIw3MFdNOE86vGJajR45wKBhwEILLM8PMXnPKb/s1600/betsson.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 193px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi13CAZANaGKb7_hiB5h_6NB0r5m84-w022pkpaw9yEfNNoPcJflohhw3afBsUpdUpRfHGkW6ny42ObjO6qnfjSbff0TasNIVKuLScwp9UIw3MFdNOE86vGJajR45wKBhwEILLM8PMXnPKb/s400/betsson.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5596285959870223842" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Pme6MEnge5DUnBoX0sDqrHWgxPkKaraYqNNBrwnmeTPgQ4BbtCWagkWTLiI4foUTyr2PjR8VBe96z6O_tu2mR72H-gnLUL7F1jlYo3cpb1vdWVkiOxCbKKNlMnZlFVyF1KoSgQ5gmrVd/s1600/tuttur.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 212px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Pme6MEnge5DUnBoX0sDqrHWgxPkKaraYqNNBrwnmeTPgQ4BbtCWagkWTLiI4foUTyr2PjR8VBe96z6O_tu2mR72H-gnLUL7F1jlYo3cpb1vdWVkiOxCbKKNlMnZlFVyF1KoSgQ5gmrVd/s400/tuttur.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5596285956443712146" /></a><br />İddia'nın oranlarının düşük olduğu konusunda hemfikir olmasına hemfikiriz de bu kadarı da ayıp... Maçın 40'ıncı dakikası olmuş İddaa Barcelona lehine oranı 2.10'a düşürmüş... Nasıl oluyor arkadaş? Maçın 3'te 1'i biteli 10 dakika olmuş. Oranın düştüğü dakikalarda Real Madrid bastırıyor. Barcelona'nın iyi oynadığını biz de görüyoruz ancak 2.10'da komik bir oran olmuş. Zaten İddaa denen kurumun nasıl bir oranlama sistemi varsa program A'dan Z'ye evlere şenlik. Devletin her kurumu vatandaşın sırtından geçiniyor. İddaa'da onlardan bir tanesi...fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-27386631768797278252011-04-15T18:54:00.000+03:002011-04-15T18:55:05.674+03:00futkorder...Tam zamanı değil mi değişimin? Messo çok dibe vurmuştu tekrar o isimle devam edemezdim. Şablonu uydurabilsem sıfırdan yola çıkacaktım ama maalesef istediğim şekilde olmadı… O yüzden hep aklımda olan ‘futkorder’ olarak değiştirdim adresi. Futbolu Sevenleri Koruma Derneği… <br /><br />Yeni yayınımızı hayırlı olsun… İddiamız yok! Temiz temiz, aklımıza geleni yazacağız, illa haber gireceğiz diye zırvalamayacağız, daha da önemlisi yormayacağız. <br /><br />İyi okumalar…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-9884369505860496482011-01-23T11:21:00.003+02:002011-01-23T11:26:35.246+02:00Bu kararın altında ezileceksiniz!Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi, sporla alakası olan olmayan herkes oradaydı... Ne güzel bir gündü... Bu kararın altında ezilecekler... Kaçışları yok!fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-69315302684346317772011-01-21T10:12:00.004+02:002011-01-21T10:41:49.296+02:00BASIN VE KAMUOYUNA DUYURUDUR*<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho02xoj23BjAONtwAcMRSNcxpSazsDqAN1ZB9CH0O_d0RgxHzNCSWA4F1NtgjECmEytR80PimLGrR74uoCcwnpti11NzQIW_JGIV0A6-_kHt5i2UvFaddhkuHwLzg-MAmVXWL_3aXsXiQn/s1600/ilan.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 319px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEho02xoj23BjAONtwAcMRSNcxpSazsDqAN1ZB9CH0O_d0RgxHzNCSWA4F1NtgjECmEytR80PimLGrR74uoCcwnpti11NzQIW_JGIV0A6-_kHt5i2UvFaddhkuHwLzg-MAmVXWL_3aXsXiQn/s400/ilan.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5564556534347604082" /></a> 15 Ocak 2011 Cumartesi akşamı, uzun yıllardır beklediğimiz yeni stadımıza kavuşmanın heyecanını, gözbebeğimiz Ali Sami Yen Stadını terkedip, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'ya taşınmanın buruk sevincini tattık.<br /><br />Tarihimizin mihenk taşlarından biri olacak o gecede yaşananları takip eden bazı hadiseler, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın açılış kutlamalarını gölgelemiştir.<br /><br />Bu sebeple, müşterek olarak Galatasaray Kulübü taraftarlığından başka hiçbir kurum, grup, örgüt, kişi, veya siyasi hareket ile ilişkisi olmayan bağımsız vatandaşlar ve taraftarlar olarak kamuoyuna seslenmeyi görev sayıyoruz.<br /><br />15 Ocak 2011 gecesi Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın stada girişi anons edildiğinde, taraftarımızın bir bölümü kendisini alkışlamış, diğer bir bölümü de ıslıklamıştır. Söz konusu tepki, medeniyet sınırları içerisinde kalmış, her hangi bir kötü söz içermemiştir. Tepkilerin boyutunun en üst noktaya çıktığı an, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) başkanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın, merhum başkanımız Özhan Canaydın'ı, geçmiş yönetimlerimizi ve Galatasaray camiasını kabul edilemez bir üslupla eleştirerek, tüm Galatasaray taraftarları, kulüp ve kongre üyelerini ağır şekilde tahrik ettiği konuşmasıdır.<br /><br />16 Ocak 2011 günü Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat, protestocuları yönetim olarak "Galatasaraylı kabul etmediklerini" söyleyerek stadyumda bulunan Galatasaray taraftarlarına ağır şekilde hakaret etmiştir. Ayrıca protestocuları emniyet ile birlikte tespit ederek stada almayacaklarını söyleyerek onları tehdit etmiştir.<br /><br />Yukarıda özetlenen hadiselerin ışığında Bağımsız Galatasaray Taraftarları olarak aşağıdaki tespit ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşırız:<br /><br />* Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının mevcut ya da muhtemel iktidar organlarını övme, eleştirme ve protesto etme hakları, altında Türkiye'nin de imzası bulunan uluslararası sözleşmeler ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın teminatı altındadır.<br /><br />* Önemle ifade etmek gerekir ki, siyasi liderler bireylerin gündelik yaşamlarına doğrudan etki eden kararların mimarlarıdırlar ve övgüye de eleştiriye de hazır olmalıdırlar.<br /><br />* Galatasaray taraftarlarının bu protesto sebebiyle devlet kademesi, medya organları ve Galatasaray Yönetimi tarafından hakarete maruz bırakılmasına, tehdit edilmesine ve baskı altına alınmasına Galatasaray Spor Kulübü ve kamuoyu seyirci kalmamalıdır.<br /><br />* Söz konusu gecede yapılan protestolar neticesinde ortada kamera kayıtlarıyla tespit edilecek bir suç unsuru ve buna bağlı suçlular yoktur. İstanbul Emniyeti'nin güvenlik kaynakları suçla bağlantılı olmayan eylemlerin tespiti için seferber edilemez.<br /><br />* Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve Yönetim Kurulu üyeleri Galatasaray taraftarlarına karşı yapılan tehdit ve hakaretlere karşı kayıtsız kaldıkları gibi, söz konusu eylemleri gerçekleştirenlerle söylem birliğine giderek bulundukları mevkiye ihanet etmişlerdir. Bahsi geçen şahıslar Galatasaray camiasından ve taraftarlarından özür dilemeli ve derhal istifa etmelidirler.<br /><br />* Galatasaray Kulübü Kongre Üyeleri , Başkan Adnan Polat ve yönetimini kınamalı, haklarında gerekli disiplin cezalarını uygulayacak süreci hemen başlatarak sorumluluklarını yerine getirmelidirler.<br /><br />* TOKİ Başkanı Sayın Erdoğan Bayraktar, haddini aşan ve tahrik edici konuşması sebebiyle tüm Galatasaraylılardan özür dilemelidir.<br /><br />* Protesto eden Galatasaray taraftarlarına medya aracılığıyla ve alenen ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler savuranlar, onları "nankörlük", ve "teröristlik" ile itham edenler hakkında gerekli yasal işlemler Galatasaray Kulübü ve taraftarlarınca müşterek olarak başlatılmalıdır.<br /><br />* Bağımsız Galatasaray Taraftarları olarak, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın Galatasaray Kulübüne kazandırılması adına çalışan herkese sonsuz müteşekkiriz. Emeği geçen bütün kişiler ve kurumlar teşekkürü ve saygıyı hak etmektedir.<br /><br />* Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin yapımıyla ilgili, tarafımızdan teşekkürü öncelikle hak edenler, stadın her köşesine emeklerini harcayan işçilerdir. Stadın yapımına ilişkin katkısı olanlara teşekkür edilirken hayatlarını kaybeden işçilerin anılarına saygı sunulmamış olması üzüntü vericidir.<br /><br />* Tüm Türkiye'yi defalarca gururlandırmış, ülkenin adını tüm dünyaya duyurmuş kulübümüz, bu tesisleri ve çok daha fazlasını sonuna kadar hak etmiştir. Camiamızın, bu tesisle ilgili hiçbir kuruma veya şahsa en ufak bir borcu yoktur. Unutulmamalıdır ki; Galatasaray Spor Kulübü, arazisi son derece değerli olan Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen Stadyumu üst kullanım hakkı ile birlikte Seyrantepe'deki yaklaşık 384 dekar arazinin 264 dekarlık üst kullanım hakkından feragat etmiştir. Bu arazilerin ihalelerinden devlet ciddi bir kazanç sağlamıştır ve sağlamaya da devam edecektir.Ayrıca bu kazancın yalnızca bir bölümü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın yapımı için ayrılmıştır.<br /><br />* Konumu ne olursa olsun, hiçbir kişi veya kurum Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın Galatasaray'a kazandırılmasını kişisel bir lütuf olarak gösteremez.<br /><br />* Bu tesislerin Galatasaray Spor Kulübü'ne söz verildiği gibi teslim edilmesinin, şartnamelerle belirlenmiş taahhütlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesinin sonuna kadar takipçisi olacağız.<br /><br />Bağımsız Galatasaray Taraftarları<br /><br />Kaynak: Valla ben ozan abiden aldım... <br /><a href="http://lucarelli-breitner.blogspot.com/"><span style="font-weight:bold;">http://lucarelli-breitner.blogspot.com/</span></a>fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-13953889534358209172011-01-21T09:49:00.003+02:002011-01-21T09:58:27.595+02:00Gel cumartesi gel...<span style="font-style:italic;">Ozan abiden al haberi... Savcılık soruşturma açadursun biz cumartesi günü Taksim'de bir arz-ı endam edelim; meydanın boş olmadığını görsünler..</span>. <br /><span style="font-weight:bold;"><br />BAŞBAKAN'A BORCUMUZU ÖDEYECEĞİZ!*</span><br /><br />22 Ocak Cumartesi günü saat 14:00’te İstiklal Caddesi’nde toplanarak, Galatasaray taraftarlarına desteğimizi sunacağız. Başbakan’a hak ettiği ilgiyi ıslıklarımızla göstereceğiz. Zorba yöneticilerin bize tanımadıkları protesto hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.<br /><br />Başta tüm sporseverler ve spor emekçileri olmak üzere, tüm bir ülke halkı olarak başbakana borcumuz var. Başbakan’ın “ananı da al git” hitabıyla onurlandırdığı Mersinli çiftçi nezdinde tüm çiftçiler olarak borçluyuz. Başbakan’ın “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok” diyerek aydınlattığı üniversite öğrencileri olarak borçluyuz.<br /><br />13 milyon işsizi, sadece işsiz olduğu için borçlarından azade tutamayız. 13 milyon işsiz olarak borçluyuz.<br /><br />Cumhurbaşkanı’nın seçkin (!) öğrenci temsilcileri ile yaptığı görüşme sırasında dışarıda kalan ama unutulmayan, Cumhurbaşkanı'nın değerli görüşlerinden o sırada yararlanamadığı için boynu bükük kalmasınlar diye hükümet temsilcisi polislerce coplanan öğrenciler olarak borçluyuz.<br /><br />Son olarak Başbakan’ın “bu stadı ben yaptırdım, daha parası ödenmedi. Beni kızdırmayın, projeyi bozdurmayın” diyerek uyardığı Galatasaray taraftarları olarak borçluyuz.<br /><br />Sporun ticarileştirilmesi sürecine yeni boyutlar kazandıran Başbakan’a, bununla yetinmeyip kapalı-açık tüm spor sahalarını siyasi rant alanına çevirdiği için, tüm sporseverler ve spor emekçileri olarak borçluyuz.<br /><br />Bu borç ortada kalmamalıdır.<br /><br />Galatasaray taraftarları borcun ödenmesi konusunda bir adım atmışlardır.<br /><br />Borç hepimizin borcu olduğuna göre bizim de bu adıma katılmamız, hep beraber bir kez daha Başbakan’a borcumuzu ödememiz gerekiyor.<br /><br />Başta tüm sporseverler ve spor emekçileri, tüm halkımızı, 22 Ocak günü saat 14:00’te İstiklal Caddesi’nde toplanmaya ve ıslıklarımızla Başbakan’a ve kendini onunla özdeşleştirmiş tüm devlet ve sivil toplum erkanına şükran duygularımızı iletmeye çağırıyoruz.<br /><br />Borcumuzu öderken söylenecek bir çift sözümüz de olacaktır elbet. Bu da borcumuzun helal faizi olsun.<br /><br />Spor-Emek-Sen<br />Devrimci Spor Emekçileri Sendikası<br /><br />Kaynak:http://lucarelli-breitner.blogspot.com/fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-4940825244414112162010-12-06T13:02:00.002+02:002010-12-06T13:03:25.516+02:00Bizim çocuklar<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgCUFIIprHahbpJXdW55uby7T6PlWDth_E0Dg6zziL8jLLEGUMnx9ntIQoCxG4U-CqPQQMOXRAUcgjxaoixibKHj09cDNSCFShbucetHM3qpyOdWXdP5nvH9uhPktubijX9-4rq_28skk1/s1600/ads%25C4%25B1z.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 180px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgCUFIIprHahbpJXdW55uby7T6PlWDth_E0Dg6zziL8jLLEGUMnx9ntIQoCxG4U-CqPQQMOXRAUcgjxaoixibKHj09cDNSCFShbucetHM3qpyOdWXdP5nvH9uhPktubijX9-4rq_28skk1/s400/ads%25C4%25B1z.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5547523002536780706" /></a> Barcelona etkisi net biçimde görülüyordur takımımda… Savunmamda geriden topla çıkabilen üç oyuncu ve bir tane de organizatörüm var. Nazarımda dünyanın en iyi savunmacısı ve güvendiğim kıvırcık saçlı adama pazubandımı da emanet ettim. <br /><br />Xavi-Iniesta adaylar arasındayken farklı birini seçmem mümkün değil. Sağ kanadı belki Ronaldo hak ediyordu ama benim 11’im olduğu için o kıl herifi koyacağıma ‘fuleli’ Robben tercihi daha sıcak geldi. Üstelik Xavi-Iniesta’nın olduğu bir orta alanda Robben çok iş yapar. Sneijder… Belki bir hafta öncesi olsa tercih etmezdim ama Mourinho açıklamaları çok hoşuma gitti. Ayrıca kendisinin Mourinho’nun Real Madrid’e gitmesi sonrası kendisinin de dönüp dönmeyeceği konuşuluyordu. O günlerde de “Mourinho’yu çok seviyorum ama asla Real’e dönmeyeceğim” demesi de farklı bir çentik attırdı Sneijder’in yanına…<br /><br />Hücumda Milito’ya güvenirim. Ekmeğini taştan çıkarır. Enerjisi hiç düşmez. Topsuz oyunda sanırım en iyilerden bir tanesi. Ayrıca bencil olmaması da bu kadroda yer almasının başlıca nedeni… Forvet için Milito benim tercihimdi. Diğeriyse seçim değil bir refleks. Zira Messi varsa zaten diğer seçeneklere bakmaya gerek yok. İnsan değil. Rakipleri her gün “büyüdükçe etkisini kaybedecektir” umuduyla yatıp kalkarken; bu adam her geçen yıl üstüne koyarak gidiyor. Bu yıl istatistik ve hücum organizasyonları açısından sezona coşarak başladı. “Daha çok beklersiniz ibneler” der gibi oynuyor. Her maçında şaka gibi bir hatırat bırakıyor izleyenlere. Sanırım özel oyuncu olmak böyle bir şey…<br /><br />Kenar… Mourinho’ya sempatim vardı. Hala da inceden severim. Ama Pep başka… PenneArabiata vakti zamanında bir post girmişti. Guardiola olmak diye. <a href="http://pennearabiata.blogspot.com/2009/10/guardiola-olmak.html">Burada…</a> Sizin aklınız alıyor mu Mourinho yardımcılarının koltuğunu silsin, antrenmanda Abidal ile şakalaşsın falan… Ben hayal edemiyorum. Zaten Mourinho’da da durmaz o davranış. Mourinho böyle güzel. Pep, dışarı çıkan topa top toplayıcı çocuktan önce atılır hemen oyuncusuna verir. Mourinho ise ayağının ucundaki topa dokunmaz; Ronaldo’nun eğilip ayakları arasından o topu almasını bekler. Olumsuz bir yorumum yok konuyla ilgili. Ama diyorum ya Pep bambaşka. Listede kim neden var kim neden yok olayına girmiyorum. Pep yoksa da orası Jose’nin hakkıdır dedim adamları ona emanet ettim… <br /><br />İsteyen girsin kadrosunu oluştursun. <a href="http://www.uefa.com/community/teamoftheyear/index.html">Link budur…</a>fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-76931505708422405662010-12-02T15:29:00.006+02:002010-12-03T14:03:41.273+02:00Bu takım Galatasaray değil, olmayacak da…*<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJXQsssG9qpw32gyr1src0Bv0QuMWaTawR-d4Jl-Nl_EqMzkj-RIrGE05Khh1tQeMLr9yjRgFSL3JjoHy86sCpGhMlg06iar20rQKGp9qBaU4TcpxH1jmR_MMFtOv_mknH4LNWvlnBObmL/s1600/galatasaray_taraftar.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 256px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJXQsssG9qpw32gyr1src0Bv0QuMWaTawR-d4Jl-Nl_EqMzkj-RIrGE05Khh1tQeMLr9yjRgFSL3JjoHy86sCpGhMlg06iar20rQKGp9qBaU4TcpxH1jmR_MMFtOv_mknH4LNWvlnBObmL/s400/galatasaray_taraftar.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5546077498848198802" /></a> * Bu yazı 03.12.2010 tarihinde www.htspor.com adresinde yayınlanmıştır. <br /><br />Yönetiminden oyuncu kadrosuna tarihin en başarısız takımı olan Galatasaray’ın adı asla ve asla bu ortama layık değil. Yanlış anlaşılmasın; sportif başarıdan bahsetmiyorum. Galatasaray, şuursuz şekilde yönetilen, kadrosu formayı hak etmeyen oyuncularla dolu, ruh ve kimlikten bihaber adamların kol gezdiği bir camia olamaz, olmayacak da… <br /><br />Elano’nun satışı sonrası bir infial oluşacağını düşünen Adnan Polat, dün ekran karşısına geçip soruları cevapladı. Diğer bir deyişle kendini aklamaya çalıştı. Sert mesajları vardı konuşmasının ve sık sık Galatasaray Kulübü’nün Başkanı olduğunu, bu unvanın üstünde kimsenin olmadığının altını çizme gereği duydu. Çünkü o da biliyordu ki Polat ve yönetimine olan güven şu anda ayaklar altında. Yapılmayan hatalar, kültürde yeri olmayan hamleler yapıldı başkanlığı sürecinde. Balık baştan kokar derler; kulüpte ne kadar parça varsa hemen hepsi aksıyor. <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisV8nxR7eNp-EmoQuM1EJiUGqIup-sYzhi_59I4OmzQLxBew6paFC4I5Gwnuqk5j45KpydpCqJNseA7QTnw6k9rPrvwORNvih_EIAMWJb_J0y3DytoHjI4HHQrDtF7bhwi_StVCszlGWjz/s1600/adnan-polat-.Jpeg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 369px; height: 318px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisV8nxR7eNp-EmoQuM1EJiUGqIup-sYzhi_59I4OmzQLxBew6paFC4I5Gwnuqk5j45KpydpCqJNseA7QTnw6k9rPrvwORNvih_EIAMWJb_J0y3DytoHjI4HHQrDtF7bhwi_StVCszlGWjz/s400/adnan-polat-.Jpeg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5546077737725614130" /></a> Beş yılın çetelesini tutacak değilim. Tutarım tutmasına da say say bitmez. Bu yüzden tek tek irdelemeyeceğim olanları. Ama asla kabul edemediğim iki konu var; teknik direktör kıyımı ve oyuncu kadrosundaki çarpıklık… <br /><br />Teknik direktör konusu Galatasaray’ın bugüne gelmesindeki en büyük etkenlerden bir tanesi. Galatasaray Spor Kulübü’nün bu denli hoca terörizmine imza attığı başka bir dönem yok. Çünkü kulüp kültüründe böyle bir anlayış yok! Rahmetli Özhan Canaydın döneminde Lucescu yokluklar içinde takımı şampiyonluğa taşımış, Avrupa’da ses getirmişken gönüllerin hocası Terim aşkı tuttu Galatasaray’ın. Luce gönderildi ‘imparator’ geldi göreve. Devam eden sezonun ortasında da Fatih Terim-Hagi değişimi yaşandı. Ne olduysa da bundan sonra oldu. Kulüpte bir hoca erezyonu başladı. Gerets rekor puanla şampiyon yaptığı takımı ertesi sezon şampiyon yapamayınca görevden alındı. Feldkamp’ın gelmesi sürpriz, performansıysa daha da sürprizdi. Disiplini seviyordu Kalli. Ancak oyuncular bu durumdan hoşnut değildi ve bugünlerin fitili ateşlendi. Tarihte ilk defa resmi olarak olmasa da futbolcular kelle kopartmış, Kalli görevinden uzaklaştırılmıştı. Kalli’nin kararı diyorlar ya; sadece gülüyorum. Ya bizim Kalli’yi hiç tanımadığımızı düşünüyorlar ya da bizi zeka eksiği insanlar olarak görüyorlar. Velhasıl, takım teknik direktör olmadan şampiyon oldu. Fitil ateşlendi diyorum çünkü o gün bu gündür Florya’da sistem, işleyiş futbolcu kadrosunun elinde. <br /><br />Sonrasında Skibbe geldi. Skibbe’nin oynattığı futbol, nazarımda tek kelimeyle süperdi. Lincoln’ü hayata döndürmüştü bu adam. Ancak ona da geldiğinden kısa bir süre sonra görevi bırakması için baskı yaptılar. Yardımcıları görevden alındı, kaleci ve santrafor transferi son günlere bırakıldı. Takım Şampiyonlar Ligi’nden elendiyse de Avrupa Ligi’nde oldukça iyi gidiyordu ve ligde de başarılıydı. Tüm konular bir tarafa top oynatmak istiyordu genç Alman. Ama futbolcu kadrosu Lincoln’e özel ilgi gösteriyor, yabancılar kayrılıyor zırvalarıyla Skibbe’nin de ayağını kaydırdı. Baros’u neden çok seviyorum biliyor musunuz? Bir röportajında “Skibbe belki de benim yüzümden gönderildi. O penaltıyı atsam belki de halen takımın başındaydı. Ve kendisi mükemmel bir hocaydı” dediği için. Ancak bilmiyor ki Kocaelispor maçı sadece basit bir nedendi. Skibbe öyle ya da böyle gidecekti ve bilindik son Kocaeli maçında geldi. Sonra kim geldi takımın başına? Galatasaray’ın efsane kaptanı Bülent Korkmaz… “Ben Galatasaray’ın teknik direktörü olsam Lincoln’ü oynatmam, takımda tutmam” diyen adam. Talih yüzüne gülmüş, takımın başına geçmişti. Peki bu düşüncesinin çıkış kaynağı neydi sizce? Bu aslında Korkmaz’ın değil Galatasaray kadrosundaki yerli oyuncuların görüşleriydi. Lincoln’ün varlığı yerlileri rahatsız ediyor, dost meclislerinde Korkmaz’a bu konuda dert yanıyordu futbolcular. <br /><br />Korkmaz’ın sonu da geldi. O da gitti sezon sonunda. Bu arada Lincoln de takımdan uzaklaştırıldı. Sonrasında bir hayali gerçekleşti Galatasaray taraftarının. Havaalanında Galatasaray atkısıyla görüntülenen adam dünyaca ünlü futbol adamı Rijkaard’dı. Rijkaard gelmişti gelmesine ancak o adamın vizyonunu uygulayacak ortam hazırlanmamıştı. Her şeyi transferle çözeriz mantığıyla sezon başı ve devre arası sansasyonel adamlar getirildi. Kusursuz bir sezon açılışı ancak durdurulamayan bir düşüş gözlemlendi bir yıl içinde. <br /><br />“Sezon sonu bulunduğumuz yerin bir önemi yok! Hocamıza sezon sonu sözleşme teklifinde bulunacağız. O da burayı seviyor. Ümit ediyorum teklifimizi kabul edecektir.” Sözlerin kime ait olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat’a… Eskiden olsa ne olurdu biliyor musunuz? Gerekiyorsa yine hoca değişimi yapılırdı. Ama başkan takımın önünü açmak için kendi de istifa ederdi. “Ekibimle geldim şimdi de gidiyorum. Başarılı olamadık, istifa ediyoruz” derdi. Polat’ın sözlerinin üzerinden henüz 60 gün geçmemişti ki Hollandalı görevden alındı. Yerine de tanıdık bir isim, Terim dönemi sonrasında olduğu gibi yine Hagi getirildi. <br /><br />Hagi kötü bir teknik adam gibi eleştirilere girmiyorum. Ancak takımın başına kısa süre önce geçmiş ve başarısız olarak nitelendirip yolları ayırdığınız bir adamı neden tekrar takımın başına getiriyorsunuz demezler mi adama? Fark etmez yönetim için. Sezon sonu o da gönderilir gerekirse… Zaten daha iki maç sonra çatlak sesler çıkmaya başladı içeride. “Acaba Hagi’yi getirerek hata mı yaptık,” “takımın kötü gidişinde aslan payı Hagi’ye mi ait” diye sorular sorulmaya başlandı…<br /><br />Hoca terörü bundan sonra da devam edecek Galatasaray’da. Sebebi de ne kadar yönetimse o kadar rahata alıştırılmış Galatasaray oyuncu kadrosudur. Hocaların ve sistemlerin önemi yok Galatasaray’da. Oyuncuların keyfi yerinde olsun, hocaları onları çok sıkmasın yeter. Başarılı olurlarsa omuzlara alınsınlar. Başarısızlıktaysa sineye çekilsin her şey. Önceki yazımda yazdım. Galatasaray, takımdaki yerli oyuncuların zerre umurunda değil. Hepsi kendi havasında. Aslanlar gibi sözleşmelerini yapmış, mesailerini satıyorlar. Masa başı işte bunu yaparsınız ve hatta başarılı olabilirsiniz. Ancak Galatasaray tarihte kulübüne inanmayan, ahlaklı olmayan oyunculara asla kadrosunda yer vermedi. Bugün mü? Çok başarılı, takımın faydası için ter döken Adnan Sezgin var ya! Yerli oyuncuların transferleri ve kadroda tutunmaları Adnan ağabeyleri ile olan ilişkilerine bağlı. Yoksa Galatasaray Takımı’ndan bir oyuncunun illegal bir bağlantısı (menajerlik olayından bahsediyorum) olduğu anlaşılacak (anlaşılması bir tarafa kesinleşmiş PFDK kararı mevcut) o oyuncu her şeye rağmen formasını giyip o sahada antrenman yapacak. <br /><br />Kültürü kayboluyor Galatasaray’ın… Yabancı oyuncu öğüten, başarısızlığı hocaya yükleyen bir yönetim var takımda. Değerli bir yazarımız demiş ki “Şükrediyorum ki Derwall, Polat başkanken Galatasaray’ın başına geçmemiş…” Olay bundan ibaret Galatasaraylı. Şimdi siz üç kuruşluk maaşınızdan, ev masraflarınızdan, yaşantınızdan artırdığınız parpalarla stadyuma gidiyorsunuz ya! Emin olun o takım o artırdığınız paraya değmiyor. Sizin oraya neden, nasıl geldiğinizi bilmiyor. Sanıyor ki her şartta bizi destekleyecekler. Sanıyorlar ki futbolcu oldukları için yerleri sağlam. Yanılıyorlar. Taraftarın da dediği gibi. Herkes gider taraftar kalır. Çünkü gerçek Galatasaraylı onlardır. <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWMTvvkOO2ajzadLqLuJAVDUhQcz8fzQGuDqRS5havU2XVbEjcA_N-D2_3nTf7Y9LHaz-rWwL2J1mq4VeMkb9A6VaxLU6GWmXz4OJEdfFm1E2zADqe71nJhyphenhyphenPeHlcikeJg5xLXStyCfeNR/s1600/Servet-cetin.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 302px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWMTvvkOO2ajzadLqLuJAVDUhQcz8fzQGuDqRS5havU2XVbEjcA_N-D2_3nTf7Y9LHaz-rWwL2J1mq4VeMkb9A6VaxLU6GWmXz4OJEdfFm1E2zADqe71nJhyphenhyphenPeHlcikeJg5xLXStyCfeNR/s400/Servet-cetin.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5546077573977792674" /></a> Evet o renklere, o armaya gönül verenler sahadakiler değil, taraftarlardır. Bugün sahadakiler alacakları yıllık ücret taksitini, maç sonrası eve gidip ayaklarını uzatmayı, gece dışarı çıkıp maçtan uzaklaşmayı düşünüyor. Forma ve armayı bizler kadar iyi düşünseler, zaten satırlar da bu şekilde yazılmaz. Keşke kötü oynasalar da mücadele edip, Cana’nın yarısı kadar gözü kara olsalar. Baros gibi lifi kopana kadar koşsalar. Kewell’ın yaptığı gibi mağlubiyete isyan etseler. Neill gibi herkesi galibiyete inandırsalar. Ama onlar işin kolayını bulmuşlar. Çok sıkıya gelirlerse kafa kopartıp, suçu teknik direktöre yükleyebilirler. Hal böyleyken kimin umurunda olur Galatasaray? Dış dünyanın isyanını görmezden gelip, “o zaman maça gelme kardeşim” diyen başkanın mı, “bana güvenilirse iyi oynarım” diyen oyuncuların mı, kafayla keseceği topa göğsüyle girerek hocasını sabote eden oyuncuların mı? İyisi mi siz bilet için para denkleştirme derdine düşmeyin. Çünkü sahadaki Galatasaray değil, olmayacak da! Ne zaman ki formanın hakkını verirler, işte o zaman değer masraflardan artırdığınız bilet parası…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-75397830978045308892010-12-01T21:51:00.006+02:002010-12-01T22:12:31.631+02:00Bu nasıl bir memleket, bu nasıl bir Galatasaray…<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM2j4ktP8RVw8mzO878qtJBdNs_QBQtlDYn-nQO-4-zI2jB1Dxd8wZ1yVjM3ybYNgANgKGIYvdw2fHB8AhGLoNZkOMMcaw0oo9ipEY_9UvFSE87PzkqpybkKXLpfKf0J9_Jyx49Y0n6cBF/s1600/Polisler.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 304px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM2j4ktP8RVw8mzO878qtJBdNs_QBQtlDYn-nQO-4-zI2jB1Dxd8wZ1yVjM3ybYNgANgKGIYvdw2fHB8AhGLoNZkOMMcaw0oo9ipEY_9UvFSE87PzkqpybkKXLpfKf0J9_Jyx49Y0n6cBF/s400/Polisler.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5545805579605827122" /></a> Gün geçmiyor ki Galatasaray’da bir absürtlük yaşanmasın. Koca kulüp kendini yönetici zanneden ukala adamların elinde oyuncak oldu. Sezon başı 9 milyondan aşağı satmayacağız diyerek direten bu gerizekalılar hem adamı küstürdü hem de bugünkü satışa neden olarak ‘boru’ gibi zarar etti. Göz göre göre Galatasaray’ı yok ediyorlar, zarara sokuyorlar. Elano’ya gelene kadar takımda gitmesi gereken o kadar çok adam var ki, olan taraftara oluyor ona yanıyorum… <br /><br />Esasen; <a href="http://video.haberturk.com/video/index/45387">buradaki</a> video hakkında yazmak istiyordum kaç gündür… Bu kafada ne kadar polis varsa hepsinin allah belasını versin. Nasıl bir göttür aklım ermiyor. Amına koyduğum sanki diktatör. “Gidiyor musunuz dağıtayım mı” diyor. Bu memlekette protesto da yasak. Kimse emir kulu falan diye olayı dramatize etmesin. Nasıl adamlar olduklarını biliyoruz. Ben hiç haz etmem karaktersizlerden. Bu nedir lan? “Beni geçmeden devam et.” Sanki koyun sürüsünü hizaya getiriyor yavşak. Anlamadığım sürüklenenlerden biri de demiyor ki; “Arkadaş sen ne yapıyorsun? Yakıcı madde yok, kesici madde yok, taşkınlık yok! Biz koyun muyuz? Takımı protesto etmeye geldik efendi gibi gideceğiz.” Gerçi denyo polis müsveddesi adamları konuşturmuyor bile. Özellikle bir an var ki; taraftarın birinin telefonunu yere düşürüyor. Ulan adam arabam bu tarafta. Alacağım gideceğim diyor. Malum göt oğlanı da “bana mı sordun da oraya bıraktın arabanı” diyor. Siktirgitler itiş-kakışı saymıyorum. Seyrettikçe beynime kan sıçrıyor. Bekara karı boşamak kolaydır diyeceksiniz ama; bu kadar aptal ve koyun yerine konulup iki cümle kurmama izin verilmiyorsa çarşıyı karıştırırım. Devlet memuruna zarardan içeri girerdik herhalde. Bu ülkede o da zor ama. Hapishane hapishane değil, kanunlar kanun değil. Ülkenin amına koyanlar yurtdışında gezer, biz bir polise kafa atarız, hayatımızı sikerler. Hapiste çürürüz…<br /><br />Videoyu yorumunuza açıyorum. Biz nasıl bir topluluk olduk yahu? Ozan abi bu konulara sürekli değiniyor. Hoş tanışıklık bir tarafa kendisinin böyle bir takipçiden haberi bile yok belki ama ben abi diyeceğim arkadaş. İçimden öyle geliyor. Küfür yazılarına o kadar yakışıyor ki muhakkak bakın derim. Gerçi herkes tanıyor ama biz yine de <a href="http://lucarelli-breitner.blogspot.com">linki</a> koyalım. Sağda da var; “Futbol Ezilen Halkların Mutluluğudur” şeklinde. Bana da biraz oradan bulaştı küfür olayı.<br /><br />Bir yazı bu kadar mesajı kaldırmaz ama bunlar hakkında bir iki cümle yazmak için not yazmıştım kenara. Zaten hayatımız iş oldu. Ama arada bir uğrayıp çimleri biçeceğim.fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-17921151782750062952010-11-23T13:55:00.005+02:002010-11-23T14:01:20.952+02:00Uykusuz bir gece daha<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvhUZ_f6VtGpJFnmoM8Ssl_asACaN5kdAXXkG3Qccvmc1tJpzy82RmLAvlxHbiJsNQlM_T-an_bcEpvy5MtUx2PexdhYv-Dwo216sCBxqZIAOC0vQX42Joew64JmbLI922VUY_HbwMjPa6/s1600/ads%25C4%25B1z.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 188px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvhUZ_f6VtGpJFnmoM8Ssl_asACaN5kdAXXkG3Qccvmc1tJpzy82RmLAvlxHbiJsNQlM_T-an_bcEpvy5MtUx2PexdhYv-Dwo216sCBxqZIAOC0vQX42Joew64JmbLI922VUY_HbwMjPa6/s400/ads%25C4%25B1z.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542714032311956306" /></a> Dün geceden aklımda kalan üç konu var. İlki Miami’nin hakemlere de antipatik geliyor oluşu. Diğeri Nash’in olağanüstü bir adam oluşunu kanıtlaması. Sonuncusu da Hidayet’in ufaktan yeni takımına ısınması…<br /><br />Açacak olursak; Miami üç büyük transfer ve etrafında verdiği değerli rolleri kapmak için oluşturduğu orta ile yüksek seviye arası adamlarla şampiyonluğun en büyük favorilerinden… James zaten hakemlere çok da sıcak gelen bir adam değildi. Ancak Quicken Loans’da taraftar baskısıyla çokça süperstar düdüğü aldığını biliyoruz. İşte bu Miami’de yaşanmıyor. Özellikle Bosh ve Wade’e kritik anlarda çalınmayan iki düdük var ki her babayiğidin yüreği yetmez. Ve esas oğlana verilen bir hücum faul var ki (hücum faul doğru karardı) normal şartlarda süperstar düdükleriyle paçayı kurtarabilirlerdi. Indiana müthiş bir galibiyet elde etti. Ve bu Miami’de bu mağlubiyetin ardından hücumdaki amaçsızlık ve ellere olan bağımlılık bir kez daha gözler önüne serildi. Wade veya James’e ver gerisine karışma mantalitesi bir maçta daha duvara çarptı. Şayet Riley’i biraz tanıdıysak Spoelstra’nın günleri sayılıdır bench’te… Kağıdı ve tahtayı alır eline geçer kenara, öyle olmaz böyle olur diye nazire yapabilir. <br /><br />İkinci konu. Nash… Hastasıyım zaten. Seyretmekten zevk aldığım tek takımdı D’Antoni’li Phoenix… Run&gun sistemini onlar kadar iyi yapabilen ikinci bir takım yok aklımda. Hoş bugünlerde oynayan da yok doğru düzgün ama olsun; ayrı bir parantez açarım Phoenix’e ve Nash’e. İddia ediyorum Nash’in olduğu takıma beni koysunlar sırıtmam (çok abarttım). Benden bile bir yıldız yapabilir. Bakınız Raja Bell, J. Jones ve J. Rose… Sonuçta o da yaşlanıyor. Ve korkuyorum. Nihayetinde çok da uzun sayılmayacak bir süre sonra onu seyredemeyeceğim. Dün el üzerinden attığı (biri Scola diğeri Hill) iki süper şutu var ki Houston o hücumları savunsa maça tutunacaktı. Sonra attığı bir lay-up var ki akıllara zarar. Maç video’su <a href="http://www.nba.com/games/20101122/PHXHOU/gameinfo.html?ls=gt2hp0021000198#nbaGIboxscore">burada.</a> Muhakkak seyredin bu adamı… Hatta iş güç müsaitse canlı seyredin maçlarını. <br /><br />Son olarak bizim çocuğa gelelim. Müthiş bir kontratla Toronto’ya gitmişti ki; Orlando’dan sonra çok saçma bir organizasyondu Kanada ekibi Hedo için. Phoenix’de çok doğru mudur tartışırım ancak Nash ile oynadığı sürece istatistiklerinin hoş olacağı umudunu halen korumaktayım. Bir kere 15 sayının üzerine çıkamadığı her maç vasattır benim için. Söylediğim gibi Nash gibi bir adamın Phoenix gibi bir takımın kadrosundaysa Hedo, savunma anlamında beklentim yoktur ama hücumda da ekstra işler bir yana dursun biraz sayı katkısı beklerim. <br /><br />NBA ile birlikte uykusuz geceler de başladı… Mutluyuz huzurluyuz…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-57532173322661706592010-11-22T12:14:00.006+02:002010-11-22T12:24:12.021+02:00Bi siktirgit...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQeeG-brnup9M8an2g6fXqfwH2PWdCI2_04wrEOxDM7AyOcJRVZ_mNtThBqHgobjHwGsG8E-CaBOA8gt6Kn5GDtq0hQK-q0H8_Yf6kkyUpkS5rUzqka2snkFqDJA6x_fL-l46nJDrtsvxe/s1600/hakan-balta-1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 372px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQeeG-brnup9M8an2g6fXqfwH2PWdCI2_04wrEOxDM7AyOcJRVZ_mNtThBqHgobjHwGsG8E-CaBOA8gt6Kn5GDtq0hQK-q0H8_Yf6kkyUpkS5rUzqka2snkFqDJA6x_fL-l46nJDrtsvxe/s400/hakan-balta-1.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5542315569684170498" /></a> İki senedir ayakta durmakta zorlanıyor fotoğraftaki adam... Rijkaard gidene dek sapır sapır dökülüp akıl almaz hatalarla taraftarın küfülerine özne olan, Hagi'nin gelişiyle kıpırdanıp tekrar bilindik yatış pozisyonuna giren Balta, dün de Ayhan ile tartışarak Galatasaray'daki hakim ruh halini gözler önüne serdi. Bu adamlar temizlenmediği sürece Galatasaray da yok benim için. Tabi temizlemek derken Adnan Polat ve 'bitanesi' Adnan Sezgin'in yiyeceği halt değil o... Önce o ikisi gidecek, sonra da bu adamlar. Zira artık hadiselerin boku çıkmış durumda. Zaten Kayseri'den beraberlikle dönüyor -ki zaten 30'un üzerinde bir maçta yenememiş Galatasaray'ı- buna da seviniyorsak, başkanından oyuncusuna hepsine yazıklar olsun. Sezonu erken kapatınca dibi gördüğümüzü sanabilirsiniz. Hayır. Şu anda takım saha içinde kısa süre de olsa top oynayabiliyor. Biraz daha bekleyin ve dip neymiş görün (Umarım yanılırız da bu lafları bir bir yedirmez, kıçımıza sokarlar).<br /><br />İçimden hiç bir maçı seyretmek gelmiyor. Sadece aktif göstereyim diye zırvalarla dolmasın istiyorum burası. Kimse gelip bakmasa da burası benim çalışma odam. Hakan Balta ile Ayhan'ı görünce karalamak istedim bir kaç cümle. Balta kardeşimiz bakın maçtan sonra neler söylemiş:<br /><span style="font-style:italic;"><br />"Tabii ki her maçta, her idmanda olan şeyler bunlar. Ayhan ağabey bana kızdı, takım kaptanı olarak, ben de bir tepki gösterdim ama bunlar olağan şeyler. Maç tam bir taktik savaşı oldu. Kayserispor'u tebrik etmek istiyorum. Çok iyi bir takım kurmuşlar. Artık bir seri yakalamamız gerek. İnşallah Beşiktaş maçı ile başlarız." </span><br /><br />Ne başlamaz seriymiş amına koyayım. Fenerbahçe maçından sonra başlayacaktık kısmet olmadı. Adama siktirgit derler. Kaç haftadır kazanmak şöyle dursun gol atamıyorsunuz lan. Çocuk mu kandırıyorsunuz ibneler...fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-31270831236162788942010-11-09T10:48:00.002+02:002010-11-09T10:49:44.437+02:00Alayınızın amına koyayım...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglbRUd1_JvLFI7JpPEw9c2I9cn0OTDv9X5qsQD8UAfqKgEbKJcxZ21ybxsJenyIzj0LrIo0MLYw4t04N3AOrG85uOu-Kug_uxykcEclzIhVTvqHHbl1ZjmJXgrDePp9huOu-mG0nFtEvQE/s1600/hurriyethalaoyle.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 360px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglbRUd1_JvLFI7JpPEw9c2I9cn0OTDv9X5qsQD8UAfqKgEbKJcxZ21ybxsJenyIzj0LrIo0MLYw4t04N3AOrG85uOu-Kug_uxykcEclzIhVTvqHHbl1ZjmJXgrDePp9huOu-mG0nFtEvQE/s400/hurriyethalaoyle.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5537469325963567650" /></a> Bu ülke hakikaten sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Sokakta kelle koltukta gidiyor, her yerde bir külhanbeyiyle karşılaşıyoruz. Hoşgörü zaten dibe vurmuş. Hoş bu toprakların hangi evresinde olduğu da tartışılır ancak bugün için herkesin bencil ve yıkıcı olduğunu söylemek için o alanda master yapmaya gerek yok. <br /><br />İyice yavşayan ve yaşanılmaz olan ülkenin en köklü yayınıdır sürmanşetini fotoğraftaki şekilde düzenleyen. Ercan Saatçi denen pezevenge buradan selam ediyor, yolda görsem onun Galatasaray’a ettiği gibi ben de ağız dolusu bir sinkaf patlatacağımın altını çiziyorum. Sonrası zaten gelir. <br /><br />Galatasay Kulübü… Prim tanımayın bu ibnelere. Hürriyet’i Fenerbahçe Gazetesi şeklinde çıkaran o götleri kulüp binasından içeri sokarsanız, siz adam değilsiniz demektir. Zaten onlar sağolsun ne mal olduklarını çarşaf çarşaf gösteriyor aleme…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-47938632431493960092010-09-03T11:48:00.001+03:002010-09-03T11:50:05.219+03:00ArapasEric Gerets’in Cana hakkında söyledikleri malum; <span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">“Eğer bir savaş olursa, Cana savaşa götüreceğiniz ender oyunculardan.”</span> </span>Veya bunun türevleri ama mantık ortada. Savaşçı Cana hiç çekinmeden sizin bayrağınız için terinin son damlasına kadar oynar. <br /><br /><a href="http://sportifcumleler.blogspot.com">Sportif Cümleler</a>’i herkes biliyor. Bugün <a href="http://sportifcumleler.blogspot.com/2010/09/galatasarayn-lider-geciti.html">lider konulu bir yazı</a> yazmış. Yazının sonu şöyle; <span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">“Galatasaray'da birisi kaptan olacaksa, bu göreve düşündüğüm bir numaralı oyuncu Kewell’dır. Artık onu anlatmaya bile gerek yok, eğer bir savaş varsa belki buna Cana ile gidersin ama Kewell'ın komutası altında.”</span></span><br /><br />Seviyoruz mizahı, böyle kelime oyunları alıyor bizi bizden…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-55272130346279369992010-08-27T10:42:00.003+03:002010-08-27T10:44:15.298+03:00Alın Size Galatasaray!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYUI4W47Wj00WkEA7lIthJukTj15y5uKuTZWKVAU3DdJlVGWZr5K-J-DHvN_R5g8CpASZySyVPB0oHN_0KROfItm_BjSAcMe5S80HRVANnwI69-a8UrpeyekbMlBZIpb2z7PG92POHFscX/s1600/karpaty__g-saray_a84a6_400.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 325px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYUI4W47Wj00WkEA7lIthJukTj15y5uKuTZWKVAU3DdJlVGWZr5K-J-DHvN_R5g8CpASZySyVPB0oHN_0KROfItm_BjSAcMe5S80HRVANnwI69-a8UrpeyekbMlBZIpb2z7PG92POHFscX/s400/karpaty__g-saray_a84a6_400.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5509992181413801202" /></a> Temizlenemeyecek, unutulmayacak bir sezon başlangıcı, asla örtülemeyecek bir futbol skandalıdır dün gece Ukrayna’da alınan sonuç! Ve bu skandal bu takım kadrosunu oluşturan, 400 günlük sorunlara 80 gündür çözüm bulamayan, koca bir transfer sezonunu çöpe atmış yönetimin eseridir. Rijkaard’a dil uzatan taş olur… Koca maç boyunca koşmayan, topa girmeyen hepsini geçtim 10 kişilik rakibe karşı topu ayağında tutamayıp, maç boyunca dan-dun oynarken son dakikalarda kısa paslarla çıkmaya çalışarak top kaybı yapan bir takımda hataları Rijkaard’ın üzerine yıkan gitsin evine, kazak örsün ama futbol konuşmasın, izlemesin. <br /><br />Derdimiz belli! Oyuncu kalitemiz zaten dibe vurmak üzere. Kewell yok, burun kıvrılan Elano yok, maçı çevirmesi olası Batdal yok! Kulübeye bakın hangisi maç kurtarır yalvarırım bana mail atın ben de bileyim. Kulüpten emekli olması muhtemel Aydın’ın attığı gol Konya’dan sonra bir kapı daha açabilirdi ancak zaten işler romantizme kaldıysa ona da gerek yok! Galatasaray’ın ister Ukrayna şampiyonu olsun, ister 90 değil 180 dakika koşsun, stadyumunda değil 20 bin 80 bin kişi olsun şu takımı eleyerek üst tura çıkması şart değil kanundur… Şimdi elenmenin sebebini ister Rijkaard’a bağlayın, ister transfer gecikmesine isterseniz de zemine…<br /><br />Ne oldu? Ben bunu merak ediyorum. Bir yıl içinde değişen ne oldu? Keita, Elano, Dos Santos, Jo transferleri yapılırken UEFA kriteri yok muydu? Sabredip bu adamları (Jo hariç) kadroda tutamadıktan, teklif gelir gelmez satmaktan başka bir çare yok muydu? Şampiyon olsak kaç yazar, 5’inci olsak kaç yazar? Türkiye’nin Avrupa Kupası’na sahip tek takımı ön elemelerde beş kuruş mücadele etmeden (futbolu ve sistemi eleştirmiyorum, mücadele) elenmiş… Bu takım ligdeki tüm maçları kazansa neye yarar? Seviniriz, eğleniriz formaya tur atarız o başka ancak bu skandalı ve ayıbı hangi başarı örter bu saatten sonra bilmiyorum.<br /><br />Açık ve net konuştu Rijkaard! Uzatmanın veya dolandırmanın ne anlamı var ne de gereği. Savunmacı istedim almadılar. Sen hocanı satarsan; hocan da seni böyle taraftarın önüne atar. Şimdi Misimovic’i mi getiriyorsun, Emana’yı mı getiriyorsun getir. İstersen Cristiano Ronaldo’yu, Ronaldinho’yu getir. Bu ayıbı örtebileceksen Messi’yi getir. Ama örtemezsin. Tromso maçını hatırlıyorum, rakibi futboldan soğutmuş, oyunu basket maçına çevirmiştik. Şu maça bir bakın! Galatasaray’ın organize atağı var mı? Rijkkard mı suçlu bunda yoksa o adama sezona sağ bek olarak Ali Turan, orta üçlü olarak Sarp, Barış, Ayhan ile başlatmayı dayatan yönetim mi? Diyorum ya, şimdi UEFA kriterleriyle mutlu mesut Türkiye Ligi’nde oynasınlar. Şampiyon falan olunursa sakın övünmesinler, konuşmasınlar. Bu ayıbın altında onların imzası vardır, Hatayı ve suçu kabul edip bir köşeye çekilsinler ve şunu bilsinler; Sen Rijkaard gibi bir hocayı takımın başına geçirip, istediği transferi yapamıyorsan o adamı da buralara kadar getirme! Bırak otelde oda servisinden viski isteyip, çocuğuyla ilgilensin, ailesine zaman ayırsın. Taraftar dahil kimseyi sinir hastası yapma hakkınız yok! Bir ay değil, iki ay değil, üç aya yaklaşan transfer döneminde bir tane orta alan oyuncusu takıma katamıyor, transferleri sezon öncesine kampına yetiştiremiyorsan bu senin ayıbın, yaşanan bu skandal da senin ürünündür, suçlu arama!<br /><br />“İstifa etmeyi düşünmüyorum, yapacak çok iş var.” Sözler Rijkaard’a ait. Neyse ki İngilizce konuştu da kulüpte neler olup bitiyor anladık. “Alınan oyuncuların hepsi sakat, herkes neredeyse sakatlandı. Defansa da oyuncu istedim. Elinizdeki ürün ve kalite böyle olunca bu tip sonuçlarla karşılaşıyorsunuz” bu sözler de Rijkaard’ ait. Şimdi isterse oyuncular hocalarını satsın ister yönetim hocayı göndersin isterse de Yücedağ yine yanlış çevirdim desin. Diyorum ya bu saatten sonra kim ne yaparsa yapsın şu ayıp ne örtülebilir ne de unutulabilir! <br /><br />Galatasaray camiasında başarılı adama yer yokmuş onu A’sından Z’sine anladım. Üstünel iki başarılı transfer yaptı, ayağı kaydırıldı. Daha ö günlerde belliydi. “Transfer Haldun’un değil komitenin başarıları” demişti Mehmet Helvacı ve Adnan Polat… Adnan Sezgin fantezimizi zaten anlamış değilim. Üstünel’e o bütçeleri önerme şansını veren sokaktaki taraftar değil yönetimdi ve eleştirme hakları yok! Alsınlar bu sonucu baksınlar hatalarına ve unutmasınlar, bu sonuç kongrede de karşılarına çıkar, Ali Sami Yen’de de… Zaten ne konuşuyoruz ki biz? Koskoca Galatasaray iki yıl boyunca hocasının derdini basına ve taraftara anlatabilen bir tercüman bulamamış, son getirdiği de üç maymunu oynuyor, telkinlerle çeviriyor. Hangi skandaldan hangi olmamışlıktan bahsedeyim ben de şaşırdım…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-24945785039712758092010-08-24T17:01:00.004+03:002010-12-06T14:21:13.555+02:00Arapas...<a href="http://artemiofranchi.blogspot.com/">Artemio Franchi </a>blogunda geziniyordum... Daha önce dikkatimi çekmemişti ancak; tekrar okuduğumda gözümden yaş geldi. Belki çok komik bir tespit ya da espri olsun diye yazılmış bir şey değildi ama biz Galatasaraylıyız ve bugünlerde sinirimiz bozuk! <br /><br /><span style="font-style:italic;"><span style="font-weight:bold;">Tecrübe desek, Aykut 2003'ten beri 61 maçta forma giymiş, Ufuk Ceylan ise 2006'dan beri 60 maça çıkmış Manisaspor'da. Tam bakmadım ama Ufuk Ceylan'ın lig maçı sayısının Aykut'tan fazla olma olasılığı bayağı bir yüksek. Frank Rijkaard kendisinden bir Valdes yaratmaya çalışıyor diyeceğim ama Aykut 1982 doğumlu...</span></span>fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-6751681207112358172010-08-23T16:50:00.003+03:002010-08-23T16:51:36.156+03:00Ben de böyle düşünüyorum...Emana transferi ile ilgili blog'ları ve yorumları okuyordum. Aşağıdaki cümlelere rastladım. Ben de böyle düşünüyorum. Aceto'nun Emana post'undan. <br /><span style="font-style:italic;"><br /><span style="font-weight:bold;">"İki yönlü bir futbolcu olmasından mütevellit yönsüz futbolculardan birini kesse Galatarasay'a beklenen katkıyı fazlasıyla yapmış olur."</span></span>fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-37433939177599920032010-08-23T16:43:00.002+03:002010-08-23T16:47:53.790+03:00Kaosa doğru...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXpmMmeGg49N4ocQ8Ukv8oI-8D_mxqggo-j1HLwqSkGUZjPn350jp9Dr7LytfcFwptZP7D8a9W0s7s6YtlSFJq7_v09jE_TD_ivmfmYVor_BwFTrso-6uAY-h8YzxZ6wUgsuup1R905bHU/s1600/galatasaray_0-2_bursaspor_f6b98_800.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 303px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXpmMmeGg49N4ocQ8Ukv8oI-8D_mxqggo-j1HLwqSkGUZjPn350jp9Dr7LytfcFwptZP7D8a9W0s7s6YtlSFJq7_v09jE_TD_ivmfmYVor_BwFTrso-6uAY-h8YzxZ6wUgsuup1R905bHU/s400/galatasaray_0-2_bursaspor_f6b98_800.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508601599614944626" /></a> Karpat Lyiv maçının ikinci yarısını yerlere göklere sığdıramayan basın mensuplarının dünkü futbolu yerden yere vurması kahrediyor beni… Aksine dünkü futbol Lyiv maçından kat kat daha iyiydi ancak şanssızlıklar sonrası mağlup bitirildi. Galatasaray’ın futbolunu yerilmesi bir tarafa Bursaspor’un futbolunun da yere göğe sığdırılamaması şu satırların yazılma sebebi… <br /><br />Bursaspor geçen yılın şampiyonu… Kadroyu Zapo hariç tamamen korumuş, çok kullanılmayan Zapo’nun yerine de daha nitelikli bir oyuncu Stepanov getirilmiş. Ancak geriye giden şey futbolları. Geçen yıl Ali Sami Yen’de kesinlikle daha nitelikli ve etkili oynamışlardı. Dün ise Galatasaray’ın yorgun ve savunma nitelikli orta alanına karşı egemenliği kabul etmiş geride basan bir takım görüntüsündeydi. Şans golü olmasa maç Galatasaray’ın üstünlüğü ile de bitebilirdi. <br /><br />Aslında maçı çok konuşmak istemiyorum. Daha çok transferden konuşacağım… Geçen yıl oynanan futboldan ve alınan sonuçtan tatmin olmuş gibi Galatasaray yönetimi. Zira transferdeki bu ağırlık bunu gösteriyor. Transfere ihtiyacımız yokmuş gibi davranıyoruz. Biz bu mevkide istenilen oyunu oynayamayız diye bas bas bağıran orta alanın, işlevsellikten uzak olması bir yana 60’tan sonra oyundan düşmesi hiç rahatsız etmemiş olacak ki Işın Çelebi’yi maç sonrası; “Acele etmiyoruz, Galatasaray’da transfer bitmez, istediğimiz oyuncular gelecek. Önümüzde daha bir hafta var” diyebiliyor. Adnan Polat maç boyunca oldukça gergindi. Yenen goller ve kaybedilen ikinci üç puan sonrasında ekonomi geyikleriyle kimseyi kandırmasın. Zira yalan söyleyemiyor. Çünkü yalancılar önce kendilerini kandırır. Ancak kendisi oldukça gergin ve mutsuz. Demek ki ortada bir beceriksizlik var ve bunun sorumlusu da Adnan Sezgin. <br /><br />Türk transfer piyasasında oldukça kuvvetli ilişkileri ve bir ismi olabilir. ancak yurtdışında sökmediği inancındayım. Zira bir Pino’yu bile 10 günde getirebildiyse sorunun kralı var demektir. Bir de geçen yıl transferleri sitede okuduk. Bu yıl daha adamlar gelmeden anlaşıldığını öğrenebiliyoruz. Adnan Polat’ın açıklama yaptığı gün Pino ile Cana tamamdı ve Cana 2, Pino ise 6 gün sonra duyuruldu. Adnan Sezgin’e misyon yükleyeceğiz, Haldun çok ön plana çıktı diye Galatasaray’ın başarısızlığına neden oluyor başkan farkında değil. Aslında başarısızlık da algılanabilir ancak Galatasaray uzun yıllar sonra sezonu kaosla açtı ve bu kaos daha da büyüyecek sinyalleriyle yola devam ediyor. Futbol sonuç oyunudur ve biz sonuçtan çok çok uzağız. Kimse darılmasın ama transfer gelmediği takdirde hafta içi ve haftaya da buyuz. Çünkü gücümüz bu kadar...fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-8310195765813117582010-08-20T12:25:00.001+03:002010-08-20T12:26:33.591+03:00Köle ayağına...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu3ftWMc7SxyUWiEAS2RC9RfPZrL4GB_fjWmLbnaYX-aA9qy8cTizjcjrCvEAokIfleVb3E0OFM4fw_zTP3r99YluMt0wrmspD4vGRnUPPEcvGuLMCaSQsn19sxFbB3Xw-GZV2qwroUGF3/s1600/boateng-telefon.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu3ftWMc7SxyUWiEAS2RC9RfPZrL4GB_fjWmLbnaYX-aA9qy8cTizjcjrCvEAokIfleVb3E0OFM4fw_zTP3r99YluMt0wrmspD4vGRnUPPEcvGuLMCaSQsn19sxFbB3Xw-GZV2qwroUGF3/s400/boateng-telefon.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507420976344539218" /></a> Kim ne derse desin, bir futbolcu transfer olmak istiyorsa oluyor… Niang, Lincoln, Ali Turan… Oyuncuyu kaybettiğiniz gibi alacak takımla da bonservis ücretinde kazık yiyorsunuz. Çünkü rakibin eli kuvvetli. Adamlar oyuncuyu bağlamış ya da oyuncu adamları bağlamış. İki seçeneğiniz kalıyor; ya adamı kulübede veya rezerv kadroda çürümeye terk edip yıllık ücretini ödemek ya da satmak. Elbette satmak… Bu konuya en güzel örnek Kevin Price Boateng… Genoa’da oynamam dedi, Porstmouth ile Genoa anlaştı… Derken Milan da Boateng ile anlaştı ve kiralıktı, opsiyondu derken bir haftada ikinci imzalar atıldı. Genoa bu işten kar eder mi soru işareti… Ama diğer taraftan para gelmeyen yere neden böyle bir girişimde bulunsunlar sorusu da var… 1.3 milyon Euro ve yıllık ücret Milan’dan… Hikayenin sonunu Boateng’in sezon içindeki performansı gösterecek.fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-60495940021460760342010-08-20T11:39:00.003+03:002010-08-20T11:41:25.234+03:00Galatasaray forması...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6WMP2m8kOparuSnxzE01a2XMiMK8He7VByGLh727WVSu1YXxT5aa_ss9hrw2xXw5ManJTyMBNdY5toSoneQkfER35SBQF8_488fbJgRDk009DIDiDSHYCqpnHKaU_D-gN8IC4e2UbsJYe/s1600/galatasaray-karpaty_fc1a3_800.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 208px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6WMP2m8kOparuSnxzE01a2XMiMK8He7VByGLh727WVSu1YXxT5aa_ss9hrw2xXw5ManJTyMBNdY5toSoneQkfER35SBQF8_488fbJgRDk009DIDiDSHYCqpnHKaU_D-gN8IC4e2UbsJYe/s400/galatasaray-karpaty_fc1a3_800.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507409023049736786" /></a> Galatasaray’ın özellikle iç saha maçlarındaki en büyük kozu erken goldür. Aslında bunu Galatasaray ile sınırlamak yanlış ancak bu işi isteyip başarabilen nadir takımlardan biriydi Galatasaray… Biriydi diyorum zira bugünkü yapının her köşesi kırmızı alarm veriyor. Aslında bun duruma da pek takılmıyorum. Zira esas sorun futbolcuların ruhsuzluğunda. Son yıllarda Galatasaray’ı bundan daha kötü oynarken de gördüm. Ancak asla bu kadar ruhsuz ve vurdumduymaz görmedim. Tek tek oyuncu ismi yazmayacağım ancak; kadrodan Kewell, Baros ve Barış’ı ayrı tutar, galibiyeti onların hanesine yazarım…<br /><br />Daha önce çok kez geriye düştü bu takım. Real Madrid’e karşı da gerideydi, Milan’a karşı da Denizlispor’a karşı da… O günleri bugünlerden ayıran en büyük özellik galibiyete olan inanç ve kazanma azmiydi. Bu nedenle tribünler hiçbir maçta böylesine kopmamış (tamamı kötü giden ve her maçın başında protesto edilen sezonlar hariç) ve destek vermişti takımına. Aslında o desteğin verilme sebebi sahadaki oyuncuların mücadele güçleriydi. Maçı çevirebileceklerini hissettirirlerdi taraftara. Sahada bu maçı kazanmak istediklerini gösterirlerdi. Herkes kazanmak ister değil mi? Sizce dünkü maçın ilk yarısında Kewell ve Sarp’ı çıkartırsak hangi oyuncu tekmeye kafa soktu, hangisi top aldı, taşıdı, verdi veya hangisi doğru dürüst adam kovaladı? Verilebilecek bir cevap, ayırabileceğiniz bir oyuncu varsa bana e-posta atmanızı şiddetle rica ediyorum. <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfoBr2It8I5_dg_IF71u1WwPOWypbqaGOBUwLr9to3zImP7Bdn-eyJprjNHOKLd9ztFicQH-dt0SFog3ElRuiLPbTLvo5W-fRGog7X6ROLw30BbPr1z5XktQhMfdBUSwjmmOIX9PuSei2s/s1600/galatasaray_2-2_karpaty_7f0c4_800.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 281px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfoBr2It8I5_dg_IF71u1WwPOWypbqaGOBUwLr9to3zImP7Bdn-eyJprjNHOKLd9ztFicQH-dt0SFog3ElRuiLPbTLvo5W-fRGog7X6ROLw30BbPr1z5XktQhMfdBUSwjmmOIX9PuSei2s/s400/galatasaray_2-2_karpaty_7f0c4_800.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507409093529289906" /></a> Sahadaki oyuncunun performansını veya kondisyonunu teknik ekibe mal ederek eleştirebilirsiniz ancak; o formanın hakkını vermeyen, gerektiği kadar mücadele etmeyen adam için Rijkaard’ı eleştiremezsiniz! İçsel bir durumdur ve hissiyatla alakalıdır. Neill geçtiğimiz devre arasında gelmiştir ancak karakter olarak hırçın ve agresif bir oyuncudur, an gelir rakibe kafa tutar an gelir tekmeye kafa sokar. Neill’den bunları beklersiniz beklemezsiniz ayrı konu. Ancak Hakan Balta bir kez olsun isyan etmez mi? Bir kez olsun sert bir mücadelede ayakta kalmaz mı? Koca maç boyunca doğru dürüst paslaşma yapamaz mı? Önceki yazımda da belirttiğim gibi Hakan’daki düşüşün profesyoneller tarafından irdelenmesi şart. Ben Galatasaray takımında böyle bir oyuncu izlemek istemiyorum. Bakın Ali Turan daha da kötü oynadı belki Hakan’dan. Ancak hiç sakınmadı kendini… Dün en çok koşan oyuncuydu sahada. Zamanlama hatası yapmıştır, adam kaçırmıştır bunlar yetenekle alakalıdır. Ali Turan’ın yeteneğinin Galatasaray kalibresinde olmadığını söyleyebilirsiniz, ancak asla kendini sakınan ve mücadele etmeyen bir oyuncu olduğunu söyleyemezsiniz… Hakan Balta’dan özellikle bahsettim çünkü bu oyuncunun bu form durumu artık kabak tadı vermiş, takımın kötü sonuçlarına direkt etki eden performanslarla hayal kırıklığında zirve yapmıştır. <br /><br />Dün sahada kim daha iyiydi derseniz aslında haksız sayılmazsınız! Bu takıma sert bir uyarı yapılmalı ve giydikleri formanın biraz mazisi anlatılmalı. Takımın kültürünü algılayamamış oyuncular varsa herhalde artık hangi kulüpte olduklarını biraz olsun fark ederler. Zira Galatasaray Türkiye’nin en köklü spor kuruluşlarından biridir ve vizyonu her zaman zirvedir. Bu kulübün hangi branşında olursa olsun, formasını terleten adamın o renklerin hakkını vermesi gerekli değil şarttır! <br /><br />Gönül isterdi ki takım mücadele etsin, koşsun, gayret göstersin biz de teknik analiz yaparak maçı yorumlayalım. Ancak Galatasaray futbolcusunun büyük çoğunluğu kötü oynadığı gibi umursamaz tavırlarıyla bu metnin mimarı olmuş, gönül veren milyonları da dün geceki futbolla kahretmiştir.fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-6114589027538465812010-08-19T19:13:00.001+03:002010-08-19T19:14:48.945+03:00Wolfsburg Diego'dan vazgeçti...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiysh8VJf5_Qw7XMO5bGqqLHIv5P1pBOJLbIfAjN1ph4DwpEbi8xaE_gZYrU9kHw-Ch1eClXGU8tAZS0yQsLBIgcQYgVqd5C5x5sKy8pObWqmZVYD4Gg78rJLz3zxwhbKRignt2zPNe2j_v/s1600/misimovic.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 313px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiysh8VJf5_Qw7XMO5bGqqLHIv5P1pBOJLbIfAjN1ph4DwpEbi8xaE_gZYrU9kHw-Ch1eClXGU8tAZS0yQsLBIgcQYgVqd5C5x5sKy8pObWqmZVYD4Gg78rJLz3zxwhbKRignt2zPNe2j_v/s400/misimovic.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507155102052498866" /></a> Biz Misimovic ile yatıp kalkarken Wolfsburg Genel Menajeri Hoeness Diego’dan vazgeçtiklerini açıkladı… Ve Misimovic’in kadroda tutulması için çalışacaklarını söyledi. Bu saatten sonra ben Adnan Sezgin olsam; Wolfsburg ile Misimovic pazarlığı yapacağıma; Juventus’u Diego’nun Wolfsburg’a gitmesi için bonservisinde indirim yapmalarını rica ederim…fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8749383717488865476.post-15287798928603168352010-08-19T15:51:00.007+03:002010-08-19T16:16:31.358+03:00Ali Rıza Efendi...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvfKEm4Vh9NFMworTaHn_VEHIVPMsXEppqr5V1KSRhBIsf2FVAR16TvDE93HdLGHgExDjRSTfiREmvhhT4vIIB8zFfR2Ou2frzM9CUlIJgW18vF2m6HbcB_BB-tnhcd1V1OYsrFAcuDWCf/s1600/valdano.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 299px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvfKEm4Vh9NFMworTaHn_VEHIVPMsXEppqr5V1KSRhBIsf2FVAR16TvDE93HdLGHgExDjRSTfiREmvhhT4vIIB8zFfR2Ou2frzM9CUlIJgW18vF2m6HbcB_BB-tnhcd1V1OYsrFAcuDWCf/s400/valdano.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507108499908751010" border="0" /></a> <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"ref="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMGKYv_dJJHTDp3n_ZJpE7FJ8bSkcp8ums9Ri6PpH4b_w_BIesGO1Jx9THmJw8JPeFFWbjZCQYmqQzdokBTNkMoRppN9JrnBY5Oe_f7nxDoYmt_hpMKhFSJ69eviyyp7Hk2eNp950E89Pv/s1600/images.jpg"> </a> Sezon öncesinde Valdano da kamp yapıyordur sanırım. Her yıl ortalama 8-10 transferin imza töreninde (basketbol takımının flaş transferlerinde de o yer alıyor) görüyoruz Valdano’yu… İmza törenleri tam bitiyor diye sevinirken; arkasına oyuncuların satılık listesine koyulması, satılması, noteri, pulu derken bir bakıyor lig başlamış, bu kez takımın gidişatıyla ilgili sorular arada basın toplantıları vs… Ben yazarken yoruldum… Tempodan olacak ki Yaprak Dökümü’nün Ali Rıza’sı gibi. Belli belirsiz bir yorgun hali var ama tebessümü de elden bırakmıyor. Aile babası, herkesin yakını ayağına… Kendisi yukarıda yazdığım sürecin ikinci aşamasında şu sıralar… Kadronun çok şiştiğini ve kullanılmayacak oyuncuların belirlenip satış listesine koyulacağını açıklamış… Kim olduklarını tahmin etmek çok da zor değil aslında. <br /><br />Madem satış listesi dedik olası adayları da yazalım… Takım arkadaşlarından çok hastane personeliyle vakit geçiren Rafael van der Vaart, yeni Redondo heyecanıyla genç yaşında dünyanın parasına transfer edilen Gago, kulüpteki herkesin bir anlık boşluğundan yararlanarak Real Madrid’de 10 numaralı formayı terleten Lassana Diarra… İsmi geçen arkadaşlar muhtemelen Real Madrid’in transfer listesini süsleyecek… Hepsi bir tarafa da şu Gago’ya üzülürüm… Üç yıl önce girmişti kapıdan içeri; Aydın Yılmaz olma yolunda hızla ilerliyordu… Ayrılması belki de daha iyi olacak kariyeri için. Direkt oynayabileceği bir takıma gitsin, hatta Galatasaray’a gelsin… Bir isteğimiz daha var; Lassana Diarra kardeşimiz de Ercan Taner abimizin anlattığı bir lige gitsin… Koca bir sezon Ercan Taner’in ağzından ‘Lassss’ lafını duymadan geçer mi?fabriziohttp://www.blogger.com/profile/15305341773764583192noreply@blogger.com0