11 Ekim 2008 Cumartesi

Arada bir Süper Lig

Hafızam bana aynı anda üç büyük takımın teknik direktörlerinden memnun olmadığı bir dönemi anımsatmıyor. Sağlam gitti, Skibbe’ye mesaj çekiliyor, Aragones için de sözleşmedeki ağır tazminat maddesinin sonlanacağı tarih bekleniyor. Ve bu şartlar altında takımlardan ikisi hem Avrupa’da hem de Türkiye’de başarı ararken öteki sadece Türkiye’de şampiyonluk hesabı yapıyor. Hedef belli üç takım da ‘Dere geçerken, at değiştirilmez’ söyleminin tersini kanıtlama peşinde. Zira ne Galatasaray ne de Fenerbahçe hocasından memnun… İkisi de çaktırmadan alternatif arıyor. Diğer taraftaysa Ersun Yanal geleneği Trabzonspor ile can buluyor ve Bordo-Mavililer, ligi ilk haftalarda domine ediyor. Bursaspor ise büyüklerden rol çalıyor. Hani klasik muhabbetler vardır ya bu sene kim şampiyon olur diye, aslında sonucu bellidir, kadrolar ve oyun yapıları şampiyonu söylemese de ilk ikiyi fısıldar. Bu sene mi? Ben daha emin olamadım. Fenerbahçe deplasmanda neler yapacak, Galatasaray karşısına çıkan her dişli takıma karşı kayıp yaşayacak mı? Beşiktaş hoca değişikliğinden nasıl etkilenecek? Trabzonspor 10. haftadan sonra kaybolur mu? Kayseri, Sivas, Bursa ‘Anadolu’dan şampiyon çıkamaz’ sözünün altında ezilecek mi hiçbir şey belli değil… Bir tek aşağısı bu sene kimseye acı çektirmeyecek gibi. Gidecekler ufaktan eşyaları topluyor ne kendi taraftarının ne de futbolseverin son haftalarda hesap yapmasına mahal vermeden fişlerini kendi çekiyor. Diğer yandan üzgünüm, Gençlerbirliği bu ligde yine kalacak belli. Sonra İsmail Güldüren, tekmeye devam edecek. Birileri Raşit Çetiner’i görevden alacak. Beşiktaş her zaman olduğu gibi tüm küstahlığıyla adam harcayacak. Galatasaray’da gelen her hocanın başında Demokles’in kılıcı var işi kolay değil. Fenerbahçe’de ise durumu Flying Dutchman çok iyi tahlil etmiş. Yani bu yıl biraz karmaşa biraz da sürpriz ile geçecek belli. Bu arada yazı uzun ve karışık oldu ama ligin hali de bundan farklı değil.

Hiç yorum yok: