20 Kasım 2008 Perşembe

34 dakikalık formayla jübile

Milli Takım’ı bıraktığını duyunca ikinci profilin kahramanı Savo Milosevic oldu. Formasının yakasını kaldırdığı ve takımının harika geri dönüşünü hazırladığı Euro 2000’deki Slovenya maçından hatırlıyorum. Hakikaten de maçı hatırlamışken iki cümle de karalamak lazım. Ne maçtı ama! Hakkını yemeyelim kıvırcık küt saçlı Zahovic’te kariyerinin etkileyici maçlarından bir tanesine imza atmış, Yugoslavya’dan ayrılan Slovenya maçta 3-0’ı yakalamıştı. Derken maçın son çeyreğinde Mihajlovic kırmızı kart görmüş, Yugoları kalan dakikalarda yalnız bırakmıştı. Ancak sahneye Savo çıktı. İki golü ağlara gönderen Savo’ya Jardel’in Porto'dan kankası Drulovic eşlik etti ve Yugoslavya altı dakikada üç golle maçı 3-3’e getirdi. Ve bu maç Avrupa Şampiyonası’nın unutulmaz maçları arasına girdi. Aynı turnuvanın iki gol kralından bir tanesi de (Kluivert) Savo Milosevic’ti…

Konumuza dönecek olursak Savo Milosevic, Partizan futbol fabrikasının Avrupa futboluna servis ettiği en büyük yıldızlardan bir tanesi. 1992 yılında Partizan’ın A takımında oynamaya başlayan Milosevic, oyun özellikleri açısından tipik bir hedef santrafor… 187 cm boyuyla hava toplarında ne kadar etkiliyse sağdan soldan gelen toplara ayağını sokması ve ceza alanını karıştırmasıyla da ünlüdür kendisi... Sırbistan’dan İngiltere’ye dikey geçiş yapan Savo, sekiz yılda sezon başına 32 maça çıkar ve her iki maçta bir golünü atar. Bu arada yolu daha sonraki yıllarda ikamet edeceği İspanya’ya düşer. Real Zaragoza’da iki sezon geçirdikten sonra yanlış bir seçime imza atar ve Parma’ya transfer olur. İşte Çizme’nin havası herkese yaramaz. İtalya’da boşa geçen iki yıl ve İspanya’nın yolları taştan.

Bonservisinin Parma’da olduğu son dört yılın üçünü İspanya’da geçiren Savo, bir nevi Yılmaz Vural - Hikmet Karaman arası bir misyon edinmiştir. İspanya’nın orta sıra takımlarında ter döken Savo, yukarıdaki ikilinin aksine ortaya performans koyar. Ve hayatını İspanya’ya kaydırdıktan sonra iş uzun süreli hayat kurtarma sözleşmesine gelmiştir ve Savo bu sözleşmeyi 2004 yılında Osasuna ile yapar. Osasuna’da üç yıl görev yapan golcü Savo, daha sonra futbola ne diye girdikleri belli olmayan Ruslar’ın Rubin Kazan takımıyla anlaşır. Ve aslanlar gibi şampiyonluk yaşar yeni takımında.

Savo’nun en ilginç yanı bence yukarıdaki kariyeri değil. Kalburüstü her golcü aynı kariyeri yapabilir. Ancak her golcü üç yarı Milli Takım’ın formasını giyemez… Savo önce Yugoslavya, ardından Sırbistan Karadağ, son olarak da Sırbistan Milli Takımları’nın formasını terletti. Kolay değil 102 kez giydiği Milli Forması bölünmeler yüzünden rekor özelliği taşımıyor. Üstelik son maçı saymazsak Sırbistan formasını giymişliği de yok ama kader işte, jübilesini sadece 34 dakika giydiği formayla yaptı. Sırbistan – Bulgaristan maçında sahaya son kez Milli formayla çıkan Milosevic, iki gol attı iki de penaltı kaçırdı. Bundan böyle Savo’yu Spormax’in yayın takvimi el verdikçe yeni sezonda Gökdeniz, Hasan Kabze ve Tomas kardeş ile birlikte izleyebileceğiz. Buna da şükür…

Hiç yorum yok: