20 Ağustos 2010 Cuma

Galatasaray forması...

Galatasaray’ın özellikle iç saha maçlarındaki en büyük kozu erken goldür. Aslında bunu Galatasaray ile sınırlamak yanlış ancak bu işi isteyip başarabilen nadir takımlardan biriydi Galatasaray… Biriydi diyorum zira bugünkü yapının her köşesi kırmızı alarm veriyor. Aslında bun duruma da pek takılmıyorum. Zira esas sorun futbolcuların ruhsuzluğunda. Son yıllarda Galatasaray’ı bundan daha kötü oynarken de gördüm. Ancak asla bu kadar ruhsuz ve vurdumduymaz görmedim. Tek tek oyuncu ismi yazmayacağım ancak; kadrodan Kewell, Baros ve Barış’ı ayrı tutar, galibiyeti onların hanesine yazarım…

Daha önce çok kez geriye düştü bu takım. Real Madrid’e karşı da gerideydi, Milan’a karşı da Denizlispor’a karşı da… O günleri bugünlerden ayıran en büyük özellik galibiyete olan inanç ve kazanma azmiydi. Bu nedenle tribünler hiçbir maçta böylesine kopmamış (tamamı kötü giden ve her maçın başında protesto edilen sezonlar hariç) ve destek vermişti takımına. Aslında o desteğin verilme sebebi sahadaki oyuncuların mücadele güçleriydi. Maçı çevirebileceklerini hissettirirlerdi taraftara. Sahada bu maçı kazanmak istediklerini gösterirlerdi. Herkes kazanmak ister değil mi? Sizce dünkü maçın ilk yarısında Kewell ve Sarp’ı çıkartırsak hangi oyuncu tekmeye kafa soktu, hangisi top aldı, taşıdı, verdi veya hangisi doğru dürüst adam kovaladı? Verilebilecek bir cevap, ayırabileceğiniz bir oyuncu varsa bana e-posta atmanızı şiddetle rica ediyorum.
Sahadaki oyuncunun performansını veya kondisyonunu teknik ekibe mal ederek eleştirebilirsiniz ancak; o formanın hakkını vermeyen, gerektiği kadar mücadele etmeyen adam için Rijkaard’ı eleştiremezsiniz! İçsel bir durumdur ve hissiyatla alakalıdır. Neill geçtiğimiz devre arasında gelmiştir ancak karakter olarak hırçın ve agresif bir oyuncudur, an gelir rakibe kafa tutar an gelir tekmeye kafa sokar. Neill’den bunları beklersiniz beklemezsiniz ayrı konu. Ancak Hakan Balta bir kez olsun isyan etmez mi? Bir kez olsun sert bir mücadelede ayakta kalmaz mı? Koca maç boyunca doğru dürüst paslaşma yapamaz mı? Önceki yazımda da belirttiğim gibi Hakan’daki düşüşün profesyoneller tarafından irdelenmesi şart. Ben Galatasaray takımında böyle bir oyuncu izlemek istemiyorum. Bakın Ali Turan daha da kötü oynadı belki Hakan’dan. Ancak hiç sakınmadı kendini… Dün en çok koşan oyuncuydu sahada. Zamanlama hatası yapmıştır, adam kaçırmıştır bunlar yetenekle alakalıdır. Ali Turan’ın yeteneğinin Galatasaray kalibresinde olmadığını söyleyebilirsiniz, ancak asla kendini sakınan ve mücadele etmeyen bir oyuncu olduğunu söyleyemezsiniz… Hakan Balta’dan özellikle bahsettim çünkü bu oyuncunun bu form durumu artık kabak tadı vermiş, takımın kötü sonuçlarına direkt etki eden performanslarla hayal kırıklığında zirve yapmıştır.

Dün sahada kim daha iyiydi derseniz aslında haksız sayılmazsınız! Bu takıma sert bir uyarı yapılmalı ve giydikleri formanın biraz mazisi anlatılmalı. Takımın kültürünü algılayamamış oyuncular varsa herhalde artık hangi kulüpte olduklarını biraz olsun fark ederler. Zira Galatasaray Türkiye’nin en köklü spor kuruluşlarından biridir ve vizyonu her zaman zirvedir. Bu kulübün hangi branşında olursa olsun, formasını terleten adamın o renklerin hakkını vermesi gerekli değil şarttır!

Gönül isterdi ki takım mücadele etsin, koşsun, gayret göstersin biz de teknik analiz yaparak maçı yorumlayalım. Ancak Galatasaray futbolcusunun büyük çoğunluğu kötü oynadığı gibi umursamaz tavırlarıyla bu metnin mimarı olmuş, gönül veren milyonları da dün geceki futbolla kahretmiştir.

Hiç yorum yok: