7 Şubat 2009 Cumartesi

Bu da mı gol değil?

Replik rahmetli Sadri Alışık’ın ‘Ofsayt Osman’ filminden. Böyle bir giriş yaptım çünkü maç esnasında hakem öyle kararlar verdi ki eminim iki takım taraftarına da ‘bu da mı faul değil, bu pozisyonda da mı kart yok, penaltı yok mu’ gibi soruları defalarca kez dile getirmiştir. Haberde yer alan fotoğrafsa devre arasında gerçekleştirilen ‘Futbolig’ programından. Fotoğrafı koyma nedenim de Ağustos böceği-karınca karşılaştırmasından dolayı. Zira kendisi hakemsiz Türkiye’de erk gücü tanınan ‘siyah giyen adamlar’dan bir tanesi. Kendini ileriye taşıma, başarılı olma gibi düşüncesi yok. Yedi yıl önce neyse şu anda da o. Arada bir sıkı maç yönetiyor, kalan dönemde de artık maç nasıl gelişirse… Tıpkı bugünkü Galatasaray-Kayserispor maçında olduğu gibi…

Herkesin olduğu gibi bizim de gönül verdiğimiz renkler var elbette. Belki anlaşılmıştır ama birinci ağızdan bir kez daha yazayım; Galatasaraylıyım. Bugüne kadar yazılarımda hiç çığırtkanlık yapmadım. Bundan sonra da yapmayacağım. Bugün dile getirdim, çünkü bu yazıyı okuyanların ‘fanatik’ yorumunda bulunmamalarını istedim.

Bugün üzüldüm diyebilirim. Tuttuğum takım puan kaybetti, buna üzüldüm. Birçok pozisyonda hakkı yenen Kayserispor’a üzüldüm. Hakem Selçuk Dereli’ye üzüldüm. Sonra MHK Başkanı Oğuz Sarvan’a üzüldüm. Lincoln’ü ve Galatasaray’ı seyretmek için stadyuma gidenlere, ekran başına geçenlere üzüldüm.

Daha önce bir seri yapmıştım, ‘Nefretverenler’ diye… Üzüntü veren her maç sonrası seriyi uzattım.

Her yazıda şunu vurguladım; hakem dediğimiz erk sahibi insanlar, kendisine verilen bu yetkiyi en iyi şekilde uygulamak zorunda. Görevleri bu… Görmek ve çalmak. Ancak diyoruz ya; onlar da insan. Kimi zaman tempolu maçta pozisyonları yakalayamayacaklar, kimi zamansa doğruyu süzemeyecekler... Bu yazdıklarım olsun ancak önce siyah dediklerine, sonra beyaz demesinler.

Selçuk Dereli bugünkü maçı katletti. Pozisyon pozisyon değerlendirip yazmayacağım. Ama kafasının içi önceki yıllardan kalan hesaplaşmalardan dolayı örümcek ağı bağlamış. Hemen önündeki penaltıyı göremiyor, ‘buz gibi’ sarı kartları vermiyor, veremiyor, faulleri kart göstermemek için es geçiyor… Daha çok şey sayarım. Bu arada bunlar sadece Galatasaray’a yapılmış hatalar değil, çok pozisyonda Kayserispor’un da canını yaktı Selçuk Dereli.

Galatasaray’a kırmızı kart gösterdiği için o kadar saçmalığa imza attı ki herkesin midesini bulandırdı.

Bugün bir kez daha gördük, MHK yanlışlar, hatalar üzerine kurulu. Temeli ne kadar sorunluysa üst yapı da o kadar arızalı. Her taraftan çatırtı geliyor. En iyi hakemlerimizden dedikleri Selçuk Dereli, elinden gelen her maçı kendi üslubuyla katlediyor. Üstelik bunları yaparken kendini Türkiye ile de sınırlamıyor. Gidiyor Fransa’yı, Avusturya’yı da karıştırıyor.

Hiçbir futbolsever bu sahnelere şahitlik ederek acı çekmek mecburiyetinde değil. Hiçbir yönetim yıl boyunca yaptıkları yatırımları bu hatalarla çöpe atmak zorunda değil. Ve hiçbir futbolcu sahada kazanmak için döktüğü teri hakemler yüzünden boşa harcamak durumunda değil.

Bu son olsun istiyorum. Hakemler hakkında artık yazmak istemiyorum. Eminim sizler de okumak istemiyorsunuzdur. Ama herkes biliyor ki bu ne ilk ne de son olacak. Zira muhtemelen haftaya yeni bir hakem yazısıyla yine karşınızda olacağım…

2 yorum:

Turgay Keskin dedi ki...

Tarafsız ve gerçekten çok güzel bir yazı olmuş, eline sağlık..

Adsız dedi ki...

futboldan anlamayan antipatik gs seyircisine selcuk dereli bile cok

evinden oturup adam gibi macını izleyen derdine yansın artık

barosun pozisyonu penaltı gibime gldi fakat tekrarını izleme sansım yoktu