12 Ekim 2009 Pazartesi

İstikrar!

Rüyanın sonu falan demenin anlamı yok! Zira kuralar çekildiğinde çıkmamız için öyle rüyalara yatmamıza falan gerek yoktu. Durumu bir rüyaya çevirdik. Gazeteye yazdığım dönemde Belçika maçı sonrası yazdıklarım hem dün gibi aklımda hem de arşivimde duruyor. Şöyle demişim; “Umarım bu puanları aramayız. Gerçi grubun son durumu da bir tarafa insan evinde oynadı mı kazanmak istiyor.”

Hangi maçlarda hangi puanlara yanalım bilemedim. İspanya maçına mı Estonya maçına mı? Belçika maçına mı, Bosna maçına mı? Hangisini seçerseniz seçin, aynı kapıya çıkıyor tüm sonuç. Zira bu grupta bu duruma düşmek ayrı bir yetenek işidir. İşi sadece futbol oynamak olan bir takım olsaydık bu kadar kaliteli bir jenerasyonu yakalamışken böyle bir tabloya imza atamazdık.

Ancak biz yine kronik hastalığımıza yakalandık… İnce hesaplaşmaların olduğu, anlamsız gerilimlerin yaşandığı ve her şeyden önemlisi halen bir sistemi olmayan bir takımız biz, kabul etmeli ve görmezden gelinmemeli artık...

Kadro seçimi konusunda tutarsızlık olduğu tartışmasız… Bunu sadece son Tekke olaylarına bağlamıyorum ancak; İsmail’in İ’sini görememişken Beşiktaş transferi sonrası kadroya dahil etmek bir mantığın ürünü değildir bana göre. Sonra hücum hattında Nihat ısrarı, mantık doğrultusunda açıklanabilecek bir durum değildir. Esas adam haline getirilen ve sakatken, hastayken, gerginken, formsuzken kısacası en ufak bir şekilde bir parıltısı yokken Emre’den vazgeçmemek anlaşılacak bir durum değildir… Sonra yardımcı antrenörlerin bu kadar pasif adamlardan seçilmesi nasıl bir doğrudur acaba? Zira bu adamların tek fonksiyonu, Terim’in koltuğunu silmektir o kadar…

Belçika maçı hakkında analiz yapan, yorumda bulunan dipsiz kuyuya taş atar… Üstelik bunu yapan adamlar bu kez taşın suya batmasını duyamazlar. Çünkü o kuyunun suyu iyiden iyiye çekilmiş ve kurumaya yüz tutmuştur. Elbette bence.

Türk halkı eminim ki üzülmüştür bu duruma. Ancak kahrolacağız. Ne zaman mı? 2010’daki maçları izlerken. Ne zaman mı? O maçlarla Avrupa Şampiyonası’nın özdeşleştirirken. Ne zaman mı? Seyretmemiz muhtemel Bosna’yı Vuvuzela eşliğinde seyrederken…

Bir Milli Takım’ın istikrar yakaladığı tek konu her iki turnuvadan bir tanesine gitmesiyse ortada bir sorun var demektir… Terim’in istifasının neleri değiştireceğini, yeni gelen hocadan sonra yorumlamak daha doğru olacak şüphesiz…

Ayrıca bir Terim profili de yazmak istiyorum; son yıllarda yaptığı yanlışlar, bir türlü bitiremediği hesaplaşmalar ve var olduğu düşünülen yetenekleri…

Hiç yorum yok: