Dünkü maçın başlamasına kısa bir süre kala uluslararası ve yerel basına tekrar göz attım. Amacım güç dengesini tekrar değerlendirmek ve sahadaki futbol adına hüküm yürütmekti. Bükreş’in Avrupa Ligi’ndeki bir maçı 90 dakika diğeriniyse geniş özet sayesinde izleme fırsatı yakalamıştım. Özellikle Panathinaikos maçı fikir vericiydi. Takımın en büyük kozu topa yaptıkları baskıydı… Dün de bu konuda kısmen de olsa pasajlar izledik sahada. Ancak izlediğimiz, dikkatimizi cezbeden bir konu daha vardı Ali Sami Yen’de… O da Galatasaray’ın rakibine göre hiç yoksa iki gömlek üstün olduğuydu…
Son dönemde alınan puan kayıpları camiayı biraz telaşa vermişti. Biraz da basının kopardığı yaygarayla herkes Galatasaray’a ne oldu, ne olacak düşüncelerine kapılmıştı. Özellikle Ankaragücü maçı sonrasında neler yazıldığını ve söylendiğini bir yazıyla anlatmış korkulacak bir durum olmadığını belirtmiştim. Bunu yazarken temel düşüncem Galatasaray’ın oynadığı futbol, teknik ekip ve oyuncu kalitesiydi…
Dün bir kez daha şahit olduk ki Galatasaray oyuncu kadrosu büyük bir potansiyel taşıyor. Özellikle sağ kanat rakibin önceki günden uykularını kaçırıyordur. Dün de Bükreş’in sol bekini futboldan soğuttu Keita ve Sabri ikilisi…
Özellikle Keita’ya bir paragraf açmalı… Son yıllarda Türk takımlarında böyle bir kanat oyuncusu seyrettiğimi hatırlamıyorum… Keita özel bir futbolcu. Kimi kanat oyuncusu Kewell gibi çizgi yerine içeri kat ederek, oynar ve ara paslarıyla etkili olur. Keita ise aksine sıfıra kadar iniyor. Rakibinin üstüne üstüne gidiyor. Ve muhtemelen de rakipten hızlı olduğu için sürati ve çabukluğuyla oyuncuyu ekarte etmeyi başarıyor…
Dünkü maçta 3-0 ve rotasyona kadar bir değerlendirilme yapmak lazım… Zira o andan itibaren hem değişiklikler hem de oyuncuların düşünceleri hafta sonuna kaydı… Haklı olarak elbette…
Nasıl düşünmeyecekler ki? Son yıllarda muazzam bir Fenerbahçe üstünlüğü var derbide. Bu durum şüphesiz oyuncular üzerinde yoğun baskıya neden oluyordur. Ancak bunu atlatabilecekleri bir dönemdeyiz. Bunda hem sistemin hem de oyuncu kadrosunun büyük etkisi var. Son dönemde bu kadar potansiyel bir kadro kurulmamıştı. Teknik ekibi de göz ardı etmemek lazım… Zira onlar Real Madrid-Barcelona, Almanya-Hollanda maçları görmüş adamlar… Bu gibi atmosferleri çok yaşadıklarına şüphe yok…
Sistemin belli olduğu bir maçta fark psikolojik olarak yakalanacaktır. Bu da son yıllarda alınan skorlarla birlikte Sarı-Lacivertliler’in elindeydi… Onlar da dün eksik olmalarına rağmen kazanarak gruptaki iddialarını sürdürmeyi başardılar.
Gruptan iki takımın da çıkacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok! Ancak Pazar günkü maç için avantaj/dezavantaj için hiçbir şey söyleyemiyorum. Klasiktir ya; derbinin favorisi olmaz. Ancak adım hesabıyla Fenerbahçe kendi sahasında sanki bir adım önde gibi… Dahası Pazar günü Kadıköy’de…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder