Bunca yıldır seyrediyorum, aynı günde bu kadar sürpriz olduğunu hatırlamıyorum. Koskoca programda sadece bir iki favori kazandı… Biri Fiorentina, diğeri Olympiakos ki o da son dakikada kazandı…
Herhalde sözün bittiği yer Nou Camp’taki maç… Daha öncelerde de yazdığım yazılarda kısaca değinmiştim, bu sene geçen seneki temponun yanından dahi geçemiyorlar. Ağır ağır, aheste aheste, oynuyorlar. Tamam top yüzdenin şaşırtıcı bir dilimiyle ayaklarında kalıyor ancak; posiyon üretme ve pozisyonları gole çevirme konusunda geçen sezonun çok ama çok gerisindeler. Gerçi maçı Star TV’nin lanet olası tasarrufundan ötürü seyredemedik fakat; her ne olursa olsun Dinamo Kiev karşısında 20 dakikalık baskıda üç yiyen takıma iki gol atamadılarsa her şeyin yolunda olmadığını söyleyebiliriz sanırım…
Az Alkmaar konusunda da gelişmeleri FD’den okuyorduk. Puan tablosundaki yerleri de cabası. Arsenal ise bu yıl henüz mağlubiyet yüzü görmediği gibi hücum konusundaki derinlikleriyle maçın uzak ara favorisi olarak çıktılar Hollanda’da sahaya… Ancak, onlar da son dakikada yıkıldı.
Ve müthiş bir dram… Anfield Road… Önde girilen maçı son çeyrekte kaybetmek nedir biz de biliyoruz. İlk aklıma gelen Hamburg maçımız… Neyse Pool yine kazanamadı. Haftasonunda balona kurban gittiler bu kez de Gerard’dan oldular. Sakatlanıp oyundan çıkmış…
Son olarak da İskoçya’ya gidiyoruz… Rangers bana kalırsa programın en garanti maçlarından bir tanesiydi gün içinde. Zira hayatında üçüncü kez Şampiyonlar Ligi’nde oynayan bir takımdan bahsediyoruz. Henüz telaffuzunda bile problem yaşıyoruz o derece… Onlar da kendi evinde süpürge oldu… Kendi sahalarında öne geçip dört gol yemek ne demektir? Üstelik golü bulunabilecek en güzel dakikada bulmuşken; 2’nci dakikada…
Bugün neler olur diye biraz form durumlarına göz attıktan sonra bir şeyler karalayacağız. Zira öyle ayaküstü yazılacak gibi değil bugünkü skorlardan sonra…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder