23 Mart 2009 Pazartesi

Kayıp hafta

Beş takımın amansız şampiyonluk mücadelesi verdiği Turkcell Süper Lig’de 25’inci hafta geride kaldı. Fenerbahçe, Galatasaray dökülerek, Trabzonspor ise beceriksizliğiyle haftayı puansız kapattı. İlk ikiyi karşı karşıya getiren haftanın karşılaşmasındaysa bir puan paylaşıldı. Sonuç; evinde kaybeden Galatasaray da son dakikada kaybeden Fenerbahçe de düşüşünü sürdüren Trabzsonspor da halen çemberin içinde. Kayıp haftasının ardından Beşiktaş sokaktaki adamın, Sivasspor Anadolu’da gönüllerin favorisi...

Ligde 25’inci hafta sürpriz bir maçla başladı. Sivas-Sivas-Kayseri maçlarını yüksek tempo, güzel futbol ile kayıpsız atlatan Fenerbahçe, önce Kocaeli sonra da son dakikada Bursa’ya puan kaptırdı. Ve az olan şampiyonluk şansı ve inancı erozyona uğradı… Taraftar da hal böyle olunca Bursa dönüşü takımını protesto etti. Haksız da sayılmazlardı. Yıl içerisinde o kadar istikrarsız bir grafik çizdi ki Fenerbahçe, şayet kazanmış olsa liderin üç puan arkasındaydı bugün. Ve şampiyonluk için rakipleri tedirgin eden önemli bir rakip… Büyük rakiplere karşı müthiş oynayan takımlarını Anadolu takımlarına karşı bu kadar isteksiz görmek onları Samandıra’ya götürdü Cuma akşamı…

Ligi uzun süre ilk ikide forse eden Trabzonspor’da bir çok kesime göre düşüşün sebebi, hücum oyuncularının verimsizliği. Ben olayı bir adım daha öne getiriyorum. Asıl sorun kondisyon diyorum. 20’inci haftaya kadar maçları yüksek tempoda oynayan bir takımın ligin son haftalarında düşüşe geçmesi beklenmeyen, sürpriz bir gelişme değil.

Maça gelince; Gaziantep Türkiye’deki birkaç zorlu Anadolu deplasmanından bir tanesi. Lider 50 puanda ve Trabzonspor bana göre sezon başında kağıt üzerinde ‘olası’ olarak nitelediği bir maçta puan kaybetti. Şampiyonluk için her puan çok önemli şüphesiz ancak; en zorlu iki rakibiyle oynayarak yenilmediğini de eldeki verilere eklersek ilk iki fotoğrafının onlar adına biraz daha güzel göründüğünü söyleyebiliriz. Önemli olan içeride puan kaybetme hastalığına son vermeleri.

Haftanın maçı Sivas’taydı. İlk iki yenilmemek için sahaya çıkıyordu. Beşiktaş için zorlu deplasmanda yenilmemek ne kadar önemliyse Sivas için de altındaki rakibine yenilmemek o kadar önemliydi. Neticede iki takımın da bir puana sevineceği bir karşılaşmaydı. Maç içinde iki takım da ara ara galibiyet ister gibi yaptı ama asla kontrolü elden bırakmadı. Ve ikisi de istediği skorla evine döndü. Belki rakipler kazanmış olsaydı bu skordan olumsuz etkilenebilirlerdi ancak şimdilik işler yolunda. Sıralamadaki yerlerini birer puan ekleyerek korumayı başardı iki takım da…

Haftanın son ve belki de üzerine en çok konuşulacak maçı… Çünkü sadece sahadaki futbol konusunda yazılacak şeyler yok…

Kendinden önce oynanan maçlar ve çıkan sonuçlar iştahını kabartmıştı Galatasaray’ın. Ali Sami Yen’de oynayacaktı, alacağı bir galibiyetle varlığını hissettirecekti. Ve UEFA’da yaşadığı hayal kırıklığının ardından bir galibiyet Milli Takım arasında deyim yerindeyse ilaç gibi gelecekti Sarı-Kırmızılılara… Ancak görüldü ki ne sahaya çıkan takım ne de yapılan oyuncu değişiklikleri Galatasaray’ın ne yaptığını bilmez bir halde olduğunu gösteriyordu.

Galatasaray maçın başından bu yana bırakın pozisyon bulmayı, bir organize atağa bile imza atamadı. Oysaki Eskişehir kazanmak için İstanbul’daydı. Ve Sarı-Kırmızılı takım açık oynayan takımlara karşı oldukça başarılı skorlar elde edebiliyordu. Bir de taraftar faktörü vardı tabi.

Oyun ilk 20 dakikadan sonra resmen Lincoln’ü çağırıyordu. Orta sahada yan pastan başka bir şey yapmayan Sarı-Kırmızılılar solda Arda’nın becerisine, sağdaysa Sabri’nin süratine bağımlıydı. Eskişehir’in oyun planıysa belliydi. Etkili kanat oyuncularıyla hızlı hücuma çıkmak. Başardılar da. Başaracaklardı da… Gol gelmeden kendini belli ediyordu. Golün rakibin 10 kişi kalmasının ardından gelmesiyse oldukça manidardı. Bu dakikadan sonra oyundan Kewell’ı çıkarmak, Lincoln’ü sokmamak, Mehmet’i tercih etmek gibi sorular skoru geri getirmeyecekti Sarı-Kırmızılılar için. Sadece yaraya tuz basacaktı. Sonuç olarak bir Anadolu efsanesi olan Es-Es bileğinin hakkıyla rakibini yenmeyi başardı.

Herkesin ihtiyacı olduğu bir anda Milli Takım arası başlıyor. takımlar 14 gün boyunca dinlenecek, teknik adamlar kalan haftaları daha derin analiz edecek… Geri dönüş sonrası alınan skorlarla yarış yeniden şekillenecek. İşin ilginç yanı dün kaybeden Galatasaray da son dakikada yenilen Fenerbahçe de Trabzonspor da halen çemberin içinde. Kayıp haftasında bir tek puanları paylaşan Sivas ile Beşiktaş kağıt üzerinde kazanan ikili olarak yerini alıyor. Bu denli istikrarsız skorların alındığı, bir türlü kopmayan ligde şimdiden şampiyonu ilan etmek bir nevi kuma yazı yazmaktır. Ve bir dalgayla silinir.

Hiç yorum yok: