UEFA kuraları sonrası Bordeaux’yu kısaca tanıtırken sahadan kulübeye transfer olan hocaların güvenilirliğine dikkat çekmiş, bu konuda bir yazı hazırlama vaadinde bulunmuştum. Arada iş-güç derken biraz sekteye uğradı. Ama sözümü unutmadım. Karşınızda daha düne kadar sahada seyrettiğimiz, kısa süre sonra takım elbisesiyle kenara geçen güvenden yoksun beş isim… Taraftar gözünden*…
5- Laurent Blanc: Tamam futbol yaşantısı boyunca taş gibi savunmacıydı. Futbol bilgisine laf söylemek haddime değil. Ama kenarda eskisi kadar güven vermiyor. Trapattoni’yi düşünseniz bir kenarda. Feldkamp’ı… Belki oyuncu hocasına çok büyük bir sevgi-güven duygusu besliyordur ama bir seyirci olarak kenarda pek de taşı yerinden oynatacak bir profili yok.
4- Marco Van Basten: Olmuyor bence… Ne Hollanda’da ne de Ajax’da bir Magath havası yaratamıyor kendisi… Kenarda gözüktüğü dakikalarda maçtan çok “Akşam hanım ne pişirdi acaba” şeklinde şeyler düşündüğüne inanıyorum. Sıralamada daha yukarıları da zorlardı ama hem Ajax’ı hem de Hollanda’yı yönetiyor olmak onu zirveden uzaklaştırdı.
3- Paul Ince: İki İngiliz arka arkaya karşımızda. Paul Ince Türkiye’de eski futbolcular nasıl ki Futbol Şube Sorumlusu olarak ağabey rolü üstleniyor, kariyerlerini bu doğrultuda planlıyorsa Ince'i de İngiltere’de ‘bizim evladımız’ jenerasyonun en iyi temsilcilerinden biri olarak görüyorum. Ince’in yanına Dennis Wise’sı da koyarım da şimdi Leeds’i iyi götürüyor, dokunmanın zamanı değil. Bu arada laf lafı açıyor işte bir ara Wise profili de yazmak lazım.
2- Gareth Southgate: “Olmadı, Gareth…” Sezon sonu veya daha da erken… Ama bir şekilde Southgate bu karara saygı gösterecek. Ve 2009-2010 sezonunda çalıştırmak üzere diğer takımlarla görüşecek. “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur” diye boşuna dememişler. Filmin sonu hem Middlesbrough hem de Gareth için böyle olacak. Eldeki kadroyu kullanamamasından tutun oyun içinde sakil değişikliklerine kadar benim ilk beşimde yer alır ve zirveyi zorlar, 2’inci sıraya yerleşir Southgate…
1- Oğuz Çetin: Tartışmasız liderimdir… Her ne kadar Gareth ile aynı seviyede olsa da Gareth’in halen takım çalıştırdığını hem de Premier Lig’de görev aldığını düşünürsek zirveyi Oğuz hak ediyor. ‘Efendi adam’ etiketine layık görülen fakat hocayı gammazlıyor iddiasıyla Ali Şen döneminde takımdan ayağı kesilen Oğuz, Fenerbahçe’de bir türlü dikiş tutturamadı. Kenarda Oğuz’u hatırlıyor musunuz? Adamın duyguları alınmış… Ne bir heyecan, ne bir kızgınlık ne de mutluluk. Kamera ne zaman Fenerbahçe kulübesine dönse Oğuz’un surat ifadesi hep aynı… İnanıyorum ki bugün Terim’in sandalyesini silmekten ne kadar heyecan duyuyorsa o gün de Fenerbahçe’yi çalıştırmaktan aynı heyecanı duyuyordu. Futbolcusunu hırslandıramayan bir adam oyuncusuna güven veremez, hiçbir türlü başarılı olamaz düşüncesindeyim. Hem bu açıdan hem de başarısızlıklarıyla Oğuz bir numaradır, bir... Başka söze gerek yok…
Y.N. Ne Fransa’da yaşıyoruz ne de İngiltere’de maç seyrediyoruz. Nihayetinde biz de ekran başından ahkâm keserek, bir bakıma şezlong yorumculuğu yapıyoruz. Taraftarın gözünden derken bunu kastediyordum. Yani bizim hocaları sıralama ölçütümüz biraz mevcut başarı durumları biraz da yayıncı kuruluşun yedek kulübesini kadraja aldığı dakikalar…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder