17 Eylül 2009 Perşembe

Inter - Barcelona: 0-0

Bir tarafta Slovenya-Türkiye maçı, diğer tarafta Inter-Barcelona… İki maç arasında gider gelirim dedim ama CL’deki büyük maç ağır bastı. Guiseppe Meazza’da maç temposuz başladı denebilir. Bu Mourinho’nun istediği bir şeydi şüphesiz. Ancak ne zaman Dani, Muntari’yi işlemeye başladı, o andan itibaren yüzde 64 ile topa sahip olan Barca, sıkıştığı anda topu sağa aktardı. Bu da Inter’in çekingen oynamasına neden oldu.

Ibra ile başlamak istiyorum. Ertem Şener’in deyimiyle, ‘Sıcak coğrafyanın soğuk adamı’ (hoş İskandinav yarım adası nasıl oluyor da sıcak coğrafya oluyor onu da anlamadım) bu takımın, bu sistemin oyuncusu değil… Her maçta daha bir gün yüzüne çıkıyor bu durum. Belki sezon içerisinde etkileyici bir istatistiğe erişebilir ama oyun Barça’nın oyun sistemine uymadığı açık bence. Bir de kardeşim bir adam hiç mi hırslı olmaz? Sıfır. Öyle bir görüntüsü var ki “dünya umurumda değil” diyor her haliyle. Şayet Barca Ibra gibi bir forvet alacağına ve o kadar para dökeceğine, Eto’o’dan böylesine bedavadan vazgeçeceğine Henry’yi de ortada kullanabilir, etkili bir açık forvet alabilirdi. Bir şey değil Eto’o’nun futboluyla bu adamın futbolu arasında daha da önemlisi futbol tutkusu açısından büyük fark var. Ibra hep böyleydi diyeceksiniz ancak yine de bu mutsuzluğunun ve etkisizliğinin temelinde Messi’nin yıldız ve ilk opsiyon olmasından rahatsız olduğu da düşünülebilir.

Maçı kazanmak için pozisyonları Barça buldu… İlk yarının son yarım diliminde sağ kanattan iyi işlediler. İkinci yarıda ise Xavi’nin önderliğinde göbekten gelmeye çalıştılar ve kısmen sol kanadı tercih ettiler. Lucio’nun takıma kalite ve direnç kazandırdığı görülüyor… Dün de ters ayakta da yakalansa da rakibin arkasında kalsa da her seferinde kritik müdahaleler yaptı. Bu transferin Samuel’e de iyi geldiği açık. Tandemde iyi bir ikili yakaladı Inter.

Sağ kanadı işlediler dedik. Bu durumun baş aktörü Muntari idi. Yine Ertem Şener’den çalıyorum ifadeyi, “Mourinho’nun sert oğlanı” paspas oldu maç boyunca. Bırakın takıma sertlik katmayı, her pozisyonda Alves’e eskort yaptı. Bu arada Alves ile karşılaştırılan Maicon karşısında savunma yapmayan bir Henry olmasına rağmen ortalıkta gözükmedi maç boyunca. Savunmada sağlam ancak kalite düzeyi bir vites yüksek olan takımlara karşı biraz silik olabiliyor…

Mourinho çok gergindi. Bir ara Eto’o’ya yapılan faulde oyuncusunu motive edişi vardı ki maçın fotoğrafını verdi gazetecilere... Eto’o ise takımının yüzde 40’larla topa sahip olduğu bir maçta koşuları ve savunmaya baskısıyla yapabileceğini yaptı. Sonuç olarak grubun iki favorisi yenişemedi… Bu skorla liderlik avantajı da Barça’ya geçti. Bu hesabı çevirecek adam da Mourinho ki iyi bilir bu işleri…

Hiç yorum yok: