9 Eylül 2009 Çarşamba

Ne yapıyoruz biz?

Neyi yazıyor neyi tartışıyoruz Allah aşkına? Yağmur! İstanbul’u birbirine katan şey, iki gün üst üste şiddetli biçimde yağan yağmur… İstanbul’un değişik semtlerine damlalarını bırakırken, eminim bugün hayatta olanlar da olmayanlar da bunları tahmin etmiyordu. Halkalı da oturanlar bilmiyordu her gün işe gitmek için kullandıkları köprünün yıkılacağını… Doğan çalışanları iş yerlerine bağlanan yolların sular altında kalacağını eminim ki dost sohbetinde duysa inanmazdı… Ne bileyim; Çatalca’da sele kapılan insanların 2’inci kattaki komşularının balkondan uzanan eline tutunarak hayatta kalacaklarını daha önce hayal ettiklerini sanmıyorum. Sonra Silivri’deki yaşayanların, semtlerinde yağmur nedeniyle mahsur kalacakları, arabalarında uyuyacakları, arabalarını selin götüreceği daha önce akla gelecek bir şey olmamalıydı. Bunları hayal etmemelerini sebebi neydi peki? Burası, yaşadıkları kent İstanbul’du çünkü… Metropol’de yaşıyorlardı sözüm ona… Metropol… Alt yapısı olmayan bir Metropol… 30 can yağmur suyu, toprak, çamur derken kayboldu gitti, sevdiklerinden koptu… Kalanlar da suya kapılıp giden eşyalarını yağmacılardan korumak için seferber oluyor… Şimdi bunları bırak, akşam otur, maç seyret! Sabah da gel maçla ilgili yorum yaz.

Hiç yorum yok: